Mümin müminin aynasıdır. Herkes karşısındakinin kusurundan kendi kusurunu görür ve bilir ki, nefse uyma konusunda insanlar birbirine yakın karakterdedir. İçlerinden birinin huy edindiği şeyden diğeri bütün bütün kurtulamaz, ondan daha büyük şekilde veya hiç değilse bir nebze pay almış olur. Bu yüzden herkes kendi kendini inceleyip başkasında kınadığı kusurdan kendini arındırmalıdır. Bu senin için yeterli bir edep eğitimidir. Herkes başkasında ayıpladığı davranışı işlemekten kendini alıkoyabilse edep öğretmenine ihtiyaç duyulmazdı.
Sayfa 446 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Ne yazık! Dünyada sadece tek bir varlığı sevmek, onu bütün kalbiyle sevmek ve karşınızda durup size bakar, cevap verir, konuşurken, sizi tanımadığını fark etmek! Sadece onun tesellisine ihtiyaç duymak ve bunu yapması gerektiğinden habersiz olan tek kişi olduğunu anlamak!
Reklam
“ Ne yazık! Dünyada sadece tek bir varlığı sevmek, onu bütün kalbiyle sevmek ve karşınızda durup size bakar, cevap verir, konuşurken, sizi tanımadığını fark etmek! Sadece onun tesellisine ihtiyaç duymak ve bunu yapması gerektiğinden habersiz olan tek kişi olduğunu anlamak! “
Nur Talebesi manen selâtin camilerin kubbeleri gibidir. Onun en büyük hedefi ve gayesi iman-ı billâh, marifetullah, muhabbetullahtır. Allah’ın ismine mazhar olmanın yolu budur. Herkesin “ben” diyerek egosuna bindiği böyle bir enaniyet asrında “ene”yi “nahnü”ye, beni bize döndürecek bir duruş ve anlayışa ihtiyaç var. Sevginin, muhabbetin kalpleri kapsaması, gönülleri kavraması gerekiyor. Ahmed-i Rifâî (ra) Hazretlerinin Allah namına kâinatı sevmesine örnek olarak “Bunlar benim Rabbimin hayvanları” diyerek köpekleri yıkayıp doyurmasını nazara verebiliriz. Allah namına insanı sevmekten, Allah namına köpeği sevmeye gidebilmek...  İmam-ı Azam “İman artmaz veya eksilmez” diye fetva vermiş. Her şeyin gerçek mahiyeti sabittir, değişmez, fakat keyfiyeti değişebilir. Meselâ; hamsi de balıktır. Balina da balıktır. Balıklık keyfiyeti bütün balıklar için birdir, değişmez. Fakat keyfiyet noktasından fark olabilir. Mumdaki de güneşteki de ışıktır. Fakat mum ışığından güneş ışığına kadar dereceler vardır. Bu misaller gibi; bütün mü’minlerde imanın gerçek mahiyeti aynıdır. Ama bizdeki de iman, Hz. Ebubekir’deki (ra) de iman. Keyfiyette ne kadar fark var. İnsan kalbinde tecelli edecek hallerin özünde imanın kuvveti, safiyeti, celâdeti, şehameti vardır. Bunları kazanmak, Cenâb-ı Hakk’ın marifetine olan mazhariyet ve kurbiyetle ilgilidir. Allah korkusunun gittikçe artmasının alâmeti ve rıza-yı İlâhîye mazhariyetin, yaklaşmanın alâmetidir. Nejat Eren
983 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
269 günde okudu
983 Sayfa Nisa Sûresi (24-147) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir.
Rûhu'l - Furkan Tefsiri - 5. Cilt
Rûhu'l - Furkan Tefsiri - 5. CiltMahmud Ustaosmanoğlu · Ahıska Yayınevi · 201725 okunma
İnsanın Kur'an-ı Kerim'de geçen 7 zayıf noktası
1- İnsan Çok Zâlim ve Câhildir Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar, bunu yüklenmek­ten çekindiler, (mes’ûliyetinden) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o, çok zâlim (ve) çok câhildir.” (el-Ahzâb, 72) Âyet-i kerîmede geçen “emânet” umûmiyetle insanın Rabbine karşı mes’ûliyetini yâni
Reklam
1.000 öğeden 541 ile 550 arasındakiler gösteriliyor.