Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nefs nasıl da sever kendiyle meşguliyeti..
Nefsi aç bırakmak rıfktan sayılmaz. İbadeti terk etmek caiz olmadığı gibi, onun terkine sebep olacak şeyi yapmak da caiz değildir. Yine ihtiyar kitabının sahibi demiştir ki: Kesbin (çalışıp kazanmanın) bir kaç çeşidi vardır. Birincisi farz olan kesb: Bu, kişinin kendisine, ailesine ve borçlarını ödeyemeye yetecek kadarını kazanmasıdır. Bu kadarını kazandıktan sonra çalışmayı terk etmeye cevaz verilmiştir. Şayet eli bol olduğu halde kendisi ve ailesi için yıllık yiyecek depolarsa bu da caizdir. Nitekim Resûlullah'ın [sallallahu 'aleyhi ve sellem), ailesinin senelik ihtiyacını depoladığı sahih rivayette gelmiştir. Kesbin ikinci kısmı ise, müstehap olanıdır. Bu ise, bir fakiri sevindirmek veya bir yakınının ihtiyacını gidermek için farz olan miktardan daha fazlasını kazanmaktır. Çünkü bu uzaklaşıp bir köşeye çekilerek nafile ibadet yapmaktan daha faziletlidir. Nafile ibadetin faydası kişinin sadece kendine iken, kesbin (çalışmanın) faydası ise hem çalışana hem de başkalarınadır. Nitekim Resûlullah (sallallahu 'aleyhi ve sellem), خَيْرُ النَّاسِ مَنْ يَنْفَعُ النَّاسَ "İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır."1 buyurmuştur. 1- Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 44154
Sayfa 50
İhtiyar kişinin riyazeti zordur; kurdun ise terbiyesi azaptır.
Reklam
Ve dahi Hazreti Âdem aleyhi's-selâm zürriyetindenim ( ve Hazreti İbrahim aleyhi's-selâm milletindenim) ve âhir zaman peygamberi Muhammed aleyhi's-selâtü ve's-selâm dinindenim ve ümmetindenim. Elhamdülillah, itikatta mezhebim Ehl-i sünnet ve'l-cemaat. Ehl-i sünnet ve'l-cemaat demenin manâsı, Resûlüllah'ın ashabı ve cemaatı her ne itikat üzere oldular ise ben dahi ol itikat üzere oldum demektir. Amelde mezhebim İmam-ı Azam Ebu Hanife; ben İmam-ı Azam'ı imam edindim ve onun Kitabullah'tan ve hadis-i şeriften anlayıp çıkardığı meseleleri kabul ettim ve onun sözüyle ameli ihtiyar ettim. "Lâ ilâhe illallah" demenin mâna-yı şerifi oldur ki ibadete lâyık ve müstahak bir zat yoktur, ancak Allahu azimuş'-şan vardır. Ve birdir, şeriki(ortağı) ve nazîri (benzeri) yoktur, mekândan münezzehtir. Muhammedun resûlüllah" demenin mânası oldur ki âhir zaman peygamberi Muhammed aleyhis'selâm Allahu azimuş'-şan'ın kuludur ve hem resûlüdür. Biz dahi O'nun ümmetiyiz, elhamdülillâh.
İmam Kurtubi ise tefsirinde şöyle diyor: "Düşman, İslâm beldesine hücum ettiğinde ve İslâm toprağına girdiğinde cihad farz-ı ayn olarak o beldedeki bütün Müslümanlara farz olur. Bu durumda genç, ihtiyar herkes kendi gücüne göre cihada katılır. Savaşmaya ve iş yapmaya gücü yeten hiç kimse savaştan geri kalamaz. Eğer bu belde halkı düşmanı defedemezlerse; onlara en yakın olanlar da cihadın farzıyetinin kapsamına girer. Onlar da düşmana karşı başarısız kalırsa bu defa onlardan sonra gelen beldelerdeki Müslümanlara da cihad farz-ı ayn olur. Böylece dalga dalga bütün Müslümanları kapsar. Yardım etmeye gücü ve imkanı olan herkes cihada iştirak etmelidir. Düşman tarafından işgal edilen bölge halkının düşmanı oradan atmaya güçleri yeterse o zaman cihad farz-ı ayn değil, farz-ı kifaye olur. Yani o bölge halkına farz-ı ayndır, diğer bölge halklarına farz-ı kifayedir. Çünkü bölge halkı düş- manı oradan atmaya güç yetirebilmektedir. Eğer düşman bir İslâm beldesine yaklaşsa fakat girmese, o zaman Müslümanlar düşmanı yine karşılamak için sınıra gider. Ta ki Allah dinini hâkim olsun ve İslâm'ın izzeti görünüp düşman rezil olsun."
İsrailiyyat'ta vardır: "Bir abid uzun bir zaman Allaha iba- det ederdi. Bir gün bir kavim kendisine gelip dediler ki: "Şu- racıkta bir kavim vardır. Allaha değil, orada bulunan bir ağaca tapıyorlar." Bunun üzerine abid öfkelenip baltasını omuzuna aldı. Ağacı kesmek içir yola koyuldu İblis ihtiyar bir şahıs sure- tinde önüne
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
Bu gün Maraşta bir abidesi bulunan Sütçü İmam isimli ihtiyar,kadınlara taaruz eden ve erkekleri yaralayan bir kaç azgın Ermeniyi tabancasıyla vurup kaçan ve güney cephesinde ilk mücadele açan Türk tür.
Sayfa 239Kitabı okudu
Okumadan Geçme...
Sur sehrinde bir gençle bir ihtiyar daima murâkabe içindeymişler. Sûr şehrine vardım. İki kişinin yüzlerini Kıble’ye çevirip oturduklarını gördüm. Üç kere selâm verdim. Selâmıma hiç karşılık vermediler. Ben: Selâmım Allah içindir. Bana cevap verin! dedim. Genç olan kişi başını çevirdi: Ey Hafifin oğlu! Dünya azdır, müddeti kısadır. Bu azlık ve kısalıktan da çok azı kaldı. Bu çok azdan da çok nasib al. Ey ibn-i Hafif, bu dünyada o kadar rahat mısın ki, bizim selâmımızla uğraşıyorsun? Dedi.
Haberde vârid olmuştur: "Cenâb-ı Hak bir kulu sevdi- ğinde ona belâ verir. Eğer o kul belâya karşı sabrederse onu seçer. Eğer o razı olursa, onu ihtiyar eder."37
Dâvud dedi ki: "Yâ Rab! Muhabbetinin ehlini bana göster!" Cenâb-ı Hak: "Ey Dâvud! Lübnan dağına var! Orada on- dört nefis vardır. İçlerinde genç, ihtiyar, orta yaşlılar vardır. Onlara vardığında trenden selâm söyle ve kendilerine de ki: Muhakkak Rabbiniz size selâm ediyor Ve diyor ki: Siz bir ihtiyaç talebinde bulunmayacak mısınız? Muhakkak ki siz benim muhiblerim, seçilmiş kullarım ve velilerimsiniz. Si- zin sevginize seviniyor, sizin muhabbetinize koşuyorum."
Reklam
melekler hz. İbrahim'e gelip, ishâk'ı daha sonraları da torunu yakub'un doğacağını müjdelediler. o tarihte hz ibrahim 120, eşi sâre ise 90 yaşındaydı. sâre müjdeyi duyunca: 'olacak şey değil ben bir koca karı, kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? bu gerçekten şaşılacak bir şey' dedi. (hud72)
Sayfa 149
"Büyüklerle oturunuz, ulemâdan sorunuz, hukemâ ile buluşup görüşünüz." İzahı: İlhamla şereflenmiş, ma'rifeti kazanmış, tecrübe sahibi olan, ihtiyar, salih ve nasihatçi zevatla oturun. Çünkü böyle zevâtın meclislerinde bulunmak, ğaflette olan kalbleri uyarır, şübhe ile yaralanmış kalbleri tedavi eder. Bu olsa olsa, şeriatle amel
Sayfa 89 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Süfyan-ı Sevrî (k.s.) buyurdu: "Fakirler üç şeyi ihtiyar ettiler. Zenginler de üç şeyi... Fa- kirler nefsin rahatını, kalbin boşalmasını ve hesabın hafif- liğini ihtiyar ettiler. Zenginler nefsin zorluk çekmesini, kal- bin meşguliyetini ve azabın şiddetini ihtiyâr ettiler!"
Hadisi şerif
Kıyamet günü dünyayı yeşil gözlü, dişleri dökülmüş, ihtiyar, çirkin bir kadın şeklinde getirirler. İnsanlar ona bakınca: Allah korusun! Bu nedir? Böyle rezil, böyle çirkin derler. Onlara denir ki: Bu uğruna birbirinizi kıskandığınız, birbirinize düşman kesildiginiz,kan döktüğünüz, sıla-i rahmi terkettiğiniz, ona aldandığınız dünyadır. Sonra onu cehenneme atarlar. Der ki, Yarabbi,beni sevenler nerededir? Allah'ü Teala onların da getirilip cehenneme atılmasını emreder...
345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.