Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ihtiyar

ihtiyar
@ihtiyar
Sıkı Okur
Sınırlı karakterlere sığmayan bir karakter miyim diye endişelendim... #65954273
Ölmeden Önce
Unutmak için birçok acının yerine konulacak güzel şeylerim vardı. Sandık gibi tahta bavulu araladığımda geçmişte biriktirdiğim güzel anılarım vardı. Usulca demlenmiş kahvenin yanında içilen sigara ile şehrin sokaklarından gelen seslere kulak kabarttığım, köşebaşında saatlerce konuşan adamların bitmeyen sohbetine imrendiğim yıllarım vardı. Çöpleri karıştırıp karnını doyurmak için mücadele eden kedilerin sırtıma yükledileri ağır günahlarım vardı. Üşümeyi özlediğim zamanlarda yangın yerine dönmüş alev alev yanan ihtiraslarım vardı. Umudum vardı iki kelime öğrenmek için kitapları karıştıran gençlerden ve ıslık çalmasını bilmeden liseden mezun olmamalarına dair beklentilerim vardı. Hepsi ve daha fazlası, hiçbiri ve daha azı, kafa karışıklığı ve sığ dinginliği içinde barındıran, pastel renklerle bezenmiş tuvale indirdiğim fırça darbelerinin içinde görünür görünmez bir kadın vardı. Kasım yazı diye adını koyduğum mevsimlerin kendimce yaşanma biçimi ve tarzı vardı, kırk ikindi yağmurlarını kalbime gömdüğüm iliklerime kadar ıslanmak için saatlerce yürüdüğüm kendime ait yollarım vardı. Okudukça bitmesin diye tekrar tekrar başına döndüğüm kitaplarım vardı. Bana ait olduğunu düşündüğüm birçok hayalim vardı. Uyanmak istemediğim uykularım, yazmak istemediğim gecelerim ve susmak istemediğim gündüzlerim vardı, ölene kadar bana ait sandığım yaşamım vardı.
Reklam
Yazmak
Yazmak cesaret ister dostum. Yazmakla intihar etmek arasında bir bağ vardır. İkisi de bir şeyleri sonlandırmak için yapılır. Anlatması zordur, anlaması da öyle. Geceleri sessizlik olduğunda herkes içine çekilir sokaklar boşalır. Bir adam şakağına silahı dayar, tetiği çeker ve bitirir. Bir adam klavyenin başına geçer, tetiği çeker gibi tuşlara basar, kelimeler kurşunlar gibi yüreğine saplanır. İntihar edenle yazan adam arasındaki fark budur. Biri bir kere, biri sonsuz kere ölür.
Biliyorum Sahip olamadığım şeyleri arzuladığını, Birlikte zamanı durduruyor ve aşka soyunuyoruz. Ellerin, gözlerin, kalbin bana öyle dokunuyor ki Ben o an tutsak oluyorum dünyana ve Her şeyi unutuyorum. Sonra sen birden bir sır yaratıyorsun Ben o sırrın altında eziliyorum… Oysa çok yakın, o kadar yakın ki Mutluluk, Dilimizin ucunda, gözümüzün ışığında Tutunacak, sığınacak can arıyor, Güneş, ay, yıldızlar şahit, Sen bir geçmiş uğruna geleceği ıskalıyorsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yokuz…
Dilin neden ah çektiğini kim söyleyebilir? Oysa ben kanayan bir kalbin telaşıyım, Zorlu bir başlangıcın yarası, Nar-ı aşkın tozuyum… Yokların ne zaman birleşeceğini kim söyleyebilir? Üzerimde asılı kalan gölgende Benim olacağın gün için dua ediyorum. Ellerinde daha da güçleniyorum, Kimse seni benim tanıdığım gibi tanımıyor, Her damlanı tadıyorum. Eski pişmanlıkları çay ve sigara ile ezerek unutacağımı sanmam, Milyonlarca cam parçası geçmişten gelip tenime batmakta… Oysa biliyorum,ben evimin yolunu buldum, Gözlerinde kayıp parçalarımı görüyorum. Söyle bana bu benim her şeyden vazgeçişim mi? Evet hala nefes alıyorum, Cennetimin başladığı son günlerimde, Senin mavilerine düştüğümden beri, Beni kimse senin öldürdüğün gibi öldürmedi…
Bazı insanlar iyi bir tatil yapmayı planladıklarında önce hayatlarındaki ayrık otlarını temizlemeyi ilk sıraya koyarlarmış. O tatil hiç bitmeyecekmiş gibi... Tatil denilen şey hayatının içinde olan her şeyle yüzleşme fırsatıdır. Öyle güneşlenmek, sabahlara kadar eğlenmek tek başına yaralara pansuman yapmaktan öteye gitmez. Zihindeki düşünceler şezlonga uzanıldığında bir forma girecek ki sonrasında yeni bir tatile kadar idare edilebilsin.
Reklam
Karanlık boyunca yolumu bulmaya çalışıyorum. Derdimin çatılarından yağmur akıyor, Atan bir kalbin öncülüğünde, Yolculuğum nerede bitecek söyleyemem ama Nerede başladı iyi biliyorum… Ah damarlarımın mavi nehri Bir öpücük alabilir miyim? Geri vereceğime söz veriyorum…
Yaşam denilen şey, geçmişe doğru bakıldığında yaşananların arşivi, geleceğe doğru bakıldığında yaşanacakların hayalidir. Zamanı iyi okuyabilmek gerekir ki yaşam daha değerli bir hale bürünsün, sonuçta hayat ayrıntılarda gizlidir, iyi bir zaman okuru ayrıntıları ıskalamaz. Bunu başarmak diğerlerine bağlı olarak mutluluk getirmeyebilir ama yaşamı daha değerli kılar. Hayatı yatayda yaşayanların kötü zaman okuru olması sizin suçunuz değildir.
YOLUN AÇIK OLSUN
Sen sussan ne olur? O ev, o yatak, o duş… O kaldırımlar konuşur. Dizime yaslanan başın, İçinde kanat çırpan kalbin, Alev alev yanan dudakların konuşur.. Aynada görünen yüzün, Avucunda soldurduğun sarı papatyalara bakarken, Yolun açık olsun dediğin o yollarda, Gözünü dolduran hasretim konuşur.
Bugün denizle aramızda yakınlaşma oldu, yakıp kavuran güneşin de bunda etkisi fazlasıyla vardı. Serinlediğimi düşündükçe derinlere doğru kulaç attım. Lakin gün sonunda aldandığımı fark ettim. Kendi saflığımın yanında güneşle denizin birlikte iş tutmasına yandım da yandım.
Geceden kalma deniz bugün çok geç uyandı. Esrik bir adam gibi sallanıp duruyor. Deniz böyle olunca hiç çekilmiyor. Koynunda ne kadar insan varsa, çocuk, genç, yaşlı demeden kıyıya doğru kusuyor.
Reklam
Sen düştüğünde canımın ne kadar acıyacağını düşünmüştüm bir ara, o zaman henüz düşmemiştin, ihtimaller üzerine bir gün düşersen diye üzülmüştüm. İhtimaller üzerine sevmemek gerektiğini çok geç öğrendim. İnsan neler yaşarsa yaşasın bir şekilde sürekli öğrenmek zorunda kalıyor. Hayatı bilinmez yapan bu olsa gerek.
Kelimelerle ifade edilemez duygular vardır, gözlerin söylediği dilin söylemediği ve ışığın yavaş yavaş söndüğü anlar.
Hiçbir renkte yok gözlerinin büyüsü Hiçbir renkte yok ateşi bakışının, Güneşi,yıldızı,ayı… En sert rüzgarı uzak dağların, Yeşili yaprağın, tomurcuğu bir gülün, Sen… Kıyısında dinlendiğim denizim, Yağmurunda ıslandığım gökyüzüm.
Sevgilim, gizli hayalim, Yine hasret kor gecelerde, Toprağımdan geçti aşkın, Kan döküle döküle… Ağladım,döküldü yaşım Bir yuva kur ikimize, Bahçesinde ötse bülbül, Ah süzüle süzüle… Gözlerin gözümde alev, Kokunu sar şu bedenime, Dağlarından kopsun sevdam Çığ düşüre düşüre…
Uzun bir yol gibisin. Hiç bitmesi istenmeyecek yolculukların en güzelisin.
662 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.