//Sen vatana hizmet için gece gündüz çalış ama daha kendi işini bile doğru dürüst yapmayanlar sana hain (!) desin.//
II. Abdülhamid iç ve dış birçok önemli meseleyle kimsele güvenmediği için doğrudan kendisi ilgileniyordu. Elçilerle de bizzat II. Abdülhamid görüşürdü.
Günde sadece birkaç saat uyur, daima devlet işleriyle meşgul olur, raporlar okur, uyanık kalabilmek için de çok kahve içerdi.
Sayfa 152Kitabı okudu
Sultan Hamid, kamu yararına pek çok hayır işlemiş, pek çok sosyal hizmet veren eser yaptırmıştır. 1552 adet eseri olduğu söylenmektedir. Hastaneler, fabrikalar, tezgâhlar, bakımevleri, terbiye evleri, çeşmeler, okullar...
Haydarpaşa Lisesi
Baytar Mektebi
Halkalı Ziraat Mektebi
Geneto Rastanesi
Sayfa 144Kitabı okudu
Beni parça parça edeceklerini bilsem de yine firar etmem!.. Varsınlar, burada parçalasınlar!..
(Ulu Hakan Abdülhamid Han)
Sayfa 96Kitabı okuyor
Bu kudsî vazîfe ve icrâatları dolayısıyladır ki, Osmanlı padişahlarının bir kısmı evliya sayılmış veya halk efkârında II. Sultan Abdulhamid misâlinde olduğu gibi bazı pâdişahlar "Yedi Evliya" kudretinde düşünülmüştür ki, bu inanç ahlâk, fazilet ve hizmetleri bakımından büyük devlet adamlarının bu dinî mertebede görülmeleri tabiîdir.
Kadir Türker Geçer
“İkinci Meşrutiyet’in kabulünden kısa bir süre sonra Türk ordusunda askerî kıyafetler hususunda çok büyük bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda 18 Haziran 1909 tarihinde kabul edilen nizamname ile II. Abdülhamid döneminde kullanılan ve askerî sınıflara göre farklılıklar gösteren lacivert ve siyah üniformalar terk edilerek aAman ordusundan esinlenilen hâkî kumaştan kıyafetler benimsenmiştir.”
Sayfa 24 - Anafarta DergisiKitabı okudu
Yahudilerin Filistin'e yerleşmek için karşılarında en büyük engel gördükleri Sultan II. Abdülhamid Han hazretlerini devirmek maksadıyla kurdurdukları menfur "İttihad ve Terakkî Cemiyeti"nin (aslında parti) umûmî merkezinin Selânik'te bulunması hiç şüphesiz bir tesâdüf
eseri değildir. O büyük hükümdarı tahtından indiren "Hareket Ordusu" da Anadolu'nun herhangi bir vilâyetinden, meselâ Trabzon'dan, Erzurum'dan, Konya'dan değil de, Selânik'ten yürüyüp gelmiştir. Herhalde bu da bir tesâdüf eseri değildir.
ittihad ve Terakkinin mâhiyeti, kadroları incelendiğinde bunlar üzerinde yahudinin müessiriyeti çok bâriz olarak görülebildiği gibi bu durum Hareket Ordusu hadisesinde de aynen vâkidir.
