Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dünyayı bilmenin, nesnel dünya ile dolaysız deneyimlerimize dayanması gerektiğini unutmamalıyız.
Özgürlüğün yalnızca tüketim olanaklarının artması değil; siyaset yapma, felsefe yapma, Tolstoy'u okuyabilecek duygu ve düşünce zenginliğine erişemeye de bağlı olduğunu anlayabilmek için, sıradan insanların yüzyıllar sürmüş yoksunluklarının belirli bir düzeye varıncaya dek giderilmesi gerekmektedir.
Reklam
İnsanlar gereksinmesini duydukları şeyleri görme eğilimindedir.
Sonuçta bilim ve teknolojideki gelişmeler insanın ne özgürleşmesi için, ne kendisiyle, ne başka insanlarla, ne de doğa ile uyum içinde yaşayabileceği daha gelişkin bir hayatın oluşturulması için değil, Walter Benjamin’in sözleriyle, ‘’organik olanın inorganiğin tahakkümü altına alındığı’’ bugünkü modern toplumsal sistemlerin yeniden üretimi için kullanılmış olmaktadır.
Bütün canlılar gibi, insan da doğa ile etkileşimde bulunarak varlığını sürdürür. Diğer canlı türlerinden farklı olarak yalnızca insan, doğa ile etkileşimde araya kültürünü koyar. İletişim, toplumsal sistemin sürmesini, kendini yeniden üretmesini sağlar.
Adorno, kullandığımız dilin bizim kendi yaşam deneyimlerimizden üretilmiş, toplumsal konumumuz açısından anlamlandırılmış bir dil değil de, yönetici seçkinler azınlığının kendisi ya da görevlendirdiği kurum ve kuruluşların oluşturup bize benimsettikleri bir dil olması sürdükçe, hayatımızın öznesi olamayacağımızı vurgulamıştır.
Reklam
Bir erkek, konuşmakta olduğu kadına, "Ama sen bir kadınsın," dediğinde, bu basit tümce bugüne dek yaşadığımız bütün bir insan tarihindeki eşitsizliği doğal bir olgu saydıran toplumun başat kültürünün ne olduğunu da ortaya koyar.
Bir erkek, konuşmakta olduğu kadına, “Ama sen bir kadınsın,” dediğinde, bu basit tümce bugüne dek yaşadığımız bütün bir insan tarihindeki eşitsizliği doğal bir olgu saydıran toplumun başat kültürünün ne olduğunu da ortaya koyar.
Sayfa 15 - İnkılapKitabı okudu
Kitle iletişim araçlarının bu denli çoğaldığı, hayatımızın her alanını bu denli kapladığı günümüzde görebildiğimiz, izleyebildiğimiz, öğrenebildiğimiz hayatın gerçek yüzü değil de, onun sistem açısından yapılmış kurgusal bir replikası ise, sokaklarımızdaki binaların duvarlarından tutun da, odalarımıza dek her yanımızı dolduran iletiler gerçek bir iletişimden çok bir gürültünün serpintileri ise yaşadığımız, kabullendiğimiz bugünkü hayat tarzımızı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor.
Dünyanın kendisini yaşamamız artık çok sınırlıdır. Yaşadığımız bu, “Ürüne Dönüştürülmüş” dünyadır. Dünyanın her yerinde birden yaşadığımızı sanmamız, güzel bir duygu belki. Ama her gün en uzak yerlerdeki olayları bile izlediğimizi sandığımız dünyamızın gazetelerin, radyo ve televizyon şebekelerinin kendi kurumsal sınırlanmışlıklarına göre biçimlendirilmiş, işlenmiş, ürüne dönüştürülmüş, plastikleştirilmiş bir dünya olduğunu da unutmamalıyız. Brezilya’daki ormanların çevre kirlenmesi karşısında kritik bir durumda olduğunu tam olarak duyumsayabilmek için, bir bahçemiz olması gerektiğini, bu bahçemizde birkaç elma, erik, zeytin fidanı dikmiş,yetiştirmiş olmamız gerektiğini unutmamalıyız.
Sayfa 52
Reklam
Petrol fiyatlarını,asgari ücretleri,vergi kaçakçılığını önlemekteki güçlükleri düşünmek sıradan insanı sormaktadır.Bu tür sorunlarla karşılaştığında üzülmekte,hayat karşısındaki çaresizliğini hissetmektedir.
Büyük devletlerin çıkarlarına zarar veren yerli yönetimlerin uyguladığı şiddeti birinci sayfada resimli veren; buna karşılık bu şiddetin de temelini oluşturan ülkeler arası refah farkının nereden kaynaklandığına ilişkin haber, yorum ve yazıya görülür sayfalarında yer vermeyen gazetelerin okuyucusu olmamız sürdükçe, kendi ülkemizin sorunlarını bile, gelişmiş ülkelerin perspektifinden görmeye başlarız.
Dünyanın kendisini yaşamamız artık çok sınırlıdır.
Modern dünyamızın, McLuhan’ın dediği gibi, “Küresel Tek Bir Köye” dönüşmekte olduğu apaçık ortadadır. Nesneleri, dünyamızı, kendimizi bile bize ait özgün yaşam deneyimlerimizden oluşturduğumuz bilgilerle değil, uluslararası bir tekelleşmenin etkisi altında çalışan medyadan bize sunulan enformasyon aracılığıyla öğrendiğimiz, tanıdığımız, değerlendirdiğimiz bugünkü dünyamızın dönüşeceği bu “küresel köyün” bir gemeinschaft mı, yoksa Hollywood işi bir kovboy kasabası mı olacağını düşünmek zorundayız.
Sayfa 20
Brezilya’daki futbolcuların gol skorlarını öğrenebileceğimiz kitle basınımız var ama bir adayın köpeğine duyduğu şefkatin çoğunlukla köpeği ile sınırlı kalacağını anlayabilecek düzeyde hayata, toplumun işleyişine, yaşadığımız dünyanın içyüzüne ilişkin bilgiler edilebileceğimiz gazetelerimiz yoktur, varsa bile bu gazeteleri okuyacak emekliler kalmamıştır. Emeklilerin ilgisini yitirmek istemeyen iyi gazeteler de magazinleşmek zorunda kalmaktadır.
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.