İki aşık, ikisi de birbirini gördüğünden beri aşkın hükümlüsü aşkın tutsağı olan iki sevdalı yürek, ölüme adanmış iki beden; Mahmud ile Yezida. İkisine de aşk ilk başta çok kolay görünmüştü gözlerine çünkü aşk güzellik karşısında, yüreğine ilgisiz kalamama hali idi onlara göre. Ama çok sonra çok müşküller düşecekti yüreklerine. Çünkü aşkları yanında dağ gibi töre vardı karşılarında ve töre aşk tanımaz idi adetlerine göre. Buna karşı da töre tanımaz idi iki sevdalı yürekte. Bir günah gibi düşmüştü Mahmud, Yezida’nın yüreğine. Bir yasaklı kelime gibi düşmüştü Yezida, Mahmud’un diline. Aşkın özü ayrılık idi ikisi de bunu görecekti. Bir aşk ayrılık ile sonuçlandığında yer yerinden kımıldamazdı ama bir aşık öldüğünde ne diye de kıyamet kopmazdı.
Kitap bizlere; toplumun törelerine göre toplumun adetlerine göre yasak bir aşk, dile getirilmemesi gereken bir sevda üzerinden toplumsal yapıyı, toplumdaki töreyi, düzeni gözler önüne seriyor. Kitabı bitirdiğimizde anlıyoruz ki hepimizin çevresinde; yaşanan tarih, yaşanan biçim ve bunları yaşayan kişiler farklı olmakla beraber bir Mahmud ile Yezida’sı vardır. Belki de onlardan biri de bizizdir kim bilebilir.
İyi okumalar