Hakikat İncinmesin kitabımız da
Dört bölümde her bir kahramanın hikâyesi çıkıyor karşımıza. Birbiriyle iletişim içinde olan dört kadın. Evin kızı Bilge, anne Müberra, evin büyüğü Naciye Paşa ve Evren Hoca.
.
76 yaşında süper babannenin teknoloji bağımlılığından başlıyoruz. Sosyal medya, dijital kuşatma, yeni yaşamlara açılan yelken hep Naciye Paşa ile bütünleşerek buluşuyor. O kadar çok merak ettim ki Naciye Paşa'nın ahvalini kitabı elimden bırakamadım. Müberra'nın hikayesinde tıkandım kaldım. Ne zor bir süreç ama bunlara rağmen dirayetli, çalışkan, merhametli, bir eş, gelin ve anne olan Müberra. Naciye Paşa'nın hastalığı onu gizleme telaşesi sonrasında yeni bir kimliği ile yaşanmışlıkları, korkuları ardında bırakmak isteyen Evren ile tanışıklığı. Bilge öyle rehin alıyor ki bizi taşların tam yerine oturması için merakta kalıyorsunuz. Kitap yer alan her ismin var hikayesi. Evren Hoca ve Müberra'nın anlattıklarında hüzünle kaldım. Eşleriyle tanışmaları "İnsan kaderine doğru mu gider yoksa kaderi mi her halükârda insanı gelip bulur? dedirtiyor Kader kendisine gittiğimiz midir, kendisinden kaçtığımız mı? diye devam ediyor aklınızdaki sorular.
...
" Hakikat incinmesin" 4 kadının iç içe geçen hayatlarını; ölüm, mahremiyet, masumiyet, Hatıralar, yaşlılık ve gençlik üzerinden başlatılan bir sorgulamaya dönüştürüyor.
Fatma Barbarosoğlu'nun ilk bu kitabı ile tanışmış bulunmaktayım. Merak ettiğim yazarlardan birisiydi en sonunda okuma fırsatı buldum. İyi ki okumuşum.
Hakikat İncinmesinFatma Barbarosoğlu · Profil Kitap Yayınları · 2020277 okunma
***
ÜLKEMİZİ KALKINDIRMAMIZ İÇİN NE YAPMAMIZ GEREKİYOR? Sorusunun cevaplarını bulabileceğimiz bir kitap.
Suomi yani "bataklıklar ülkesi"
Kitabın ilk yayımlanma tarihi 1923
"Artık işe koyulmanın vakti geldi" "Hem öğrenmek hem de öğretmek zorundayız." (sayfa:9)
"Toplumun eğitimli kesimlerinin halkı
Hasan Ali Yücel
Hasan Ali Yücel daha önce okumak istediğim bir kitap dı ancak acaba fazla siyasi mi diye düşünmek de biraz hevesimi kırmıştı neyseki bitti. Kitap hem anı hem biyografi türünde akıcı ve anlaşılır bir dille yazılan güzel bir eser olmuş kitapda yazar hem gençlik hem yetişkin yıllarından kesitler sunuyo ve bizlere Osmanlı son dönem ve zorlu cumhuriyetin ilk dönemlerinden kesitler de sunuyor tavsiye ettiğim güzel bir kitap şimdiden iyi okumalar ;)
Aylar sonra ilk kez bir yolculuğa çıkmanın heyecanı var içimde. Aslında yolculuk değil de varacağım yer beni heyecanlandıran.. 💚 Sınırları fosforlu kalemle çizilmiş ve siyah kutucuklara sığdırılarak bölümlere ayrılmış hayatımızın " üniversite " ye denk gelen kısmında yer alan Ankara şehri heyecanlandırıyor beni.. Üniversiteyi ilk
Lady Chatterley'in Sevgilisi kitabını Can Yayinlarindan Akşit Göktürk çevirisiyle E-pub formatında okudum. Yeni baski ve cevirisinde Lady Chatterley'in Aşığı adının kullanılması daha uygun görülmüş sanırım. "Sevgili" ibaresi "Aşığı" ibaresinden daha masum kalıyor belki de... Ama kitap okadar da masum gelmedi yazıldığı
Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi ?
Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim için seçimlerimize mi bağlıdır ? Yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler ?
Mükemmel kelimesinin içini kesinlikle dolduran anlamını sonuna kadar verebilen bir kitap.
Yalın ve yorumsuz bir şekilde sıradan bir mahallenin sıradan bir gecekondusunda bir insanın hikayesini ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Her gün gördüğümüz insanların nasıl bir hayat yaşadığını öğrenebileceğimiz çok güzel bir roman olmuş. O kadar çok şey değişip gidiyor ki bazen bu akışın hızına kendimizi kaptırıp farkına bile varmıyoruz yada işimize gelmiyor orası ayrı. Kitabın başlarındaki Mevlut'un ilk gençlik yılları ve romanın sonu gereksiz yere uzatılmış gibi geldi bana. Sonunda ise roman bitsin Mevlut'un acıları son bulsun Rayiha'ya yeniden kavuşsun istedim. Rayiha ile Mevlut'un aile olduğu bölümler hiç bitmesin istedim. Mevlut'un Rayiha'ya olan sevgisini iliklerimde hissettim. Rayiha'nın sonunu öğrendiğimde oturup ağlamak istedim. Belki de nice zamandır beni bu kadar içine çeken bir roman okumadığım için bu etkilenişim.
Orhan Pamuk'un dili okuyucusunu yormayan, günlük,akıcı,sade bir dil...Romanın kurgusu okuyucuyu içine çekiyor geriye bize sayfalarda kaybolmak düşüyor.
Mevlut ile Rayiha gibi sevmeyi sevilmeyi diledim romanı bitirirken.
Bol kitaplı günler.
( Erilliğin Farklı Yüzleri )
_Kahraman, gelişen Ben’in libidosunun bir sembolüdür. Kahramanlar genelde gezginlerdir ve gezginlik asla nesnesini bulamayan bir arzunun, yitik anneye duyulan bir özlemin sembolüdür. Kahramanlar sürekli yer değiştiren güneşe benzer. Buradan kahraman mitinin bir güneş miti olduğu sonucuna varılır. Bu, bizim için daha
Çocukluğumda kısa versiyonunu okuduğum kitap;artık yaşımın biraz ilerlemiş olmasından mı yoksa genclikteki idealist düşüncelerimin biraz daha duraganlasmasindan mıdır bilemem çok heyecan verici gelmedi bana. Klasikleşmiş bir ıssız ada romanı olan Robinson CROUSE kesinlikle yaş çok ilerlemeden kanın damarda fıkır fıkır dolaştığı ilk gençlik cağında okunması tavsiyemdir.
Robinson CrusoeDaniel Defoe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,8bin okunma