Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat Neden Bu Kadar Sıkıcı ? DiyenLere … “Bugün ne Yaptın ? “ Hiiiç Aynı işte ne olsun ! DiyenLere , anlatacak bir çok şeyi olması için … Şimdilerde insanlığın en büyük sorun bu … Hayatın sıkıcı , monoton olması dışarıya dahi çıkmak istememek , gün ışığı görmemek … Herşeyin aynı olması insanın canını sıkıyor elbet , bunaltıyor , depresyona
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Reklam
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle şunu belirteyim ki “Ana” kitabı bir çok dile çevrilmiş ve neredeyse bütün dünyada satışa sunulmuştur. Maksim Gorki kitapta sosyalizm, işçi sınıfının mücadelesi ve yaşantısını ele alıyor. Eğer yanlış bilmiyorsam da bu mevzuyu ele alma bakımından yazılmış ilk kitaptır. Belki bunun içindir bu kadar değerli olması.. Olaylar bir annenin
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,6bin okunma
382 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Modernite ve bürokrasi eleştirisi, aslında ilk bakışta Tanpınar'ın direk mesajı olarak algılanabilir ki, bu da yanlış değildir elbette. Ama benim değineceğim yanı ise, günümüzde sıkça karşılaştığımız iki terimin, "Algı yönetimi ve akıl tutulması" bağlamı... Olmayan bir iş, olmayan bir kurum ve itibarsız iken bir numara olan “Hayri İrdal.” Peki nasıl? Hani “Halit Ayarcı” sürekli ne der “Hayri İrdal’a?” (mealen) “İnanacaksın, önce sen inanacaksın… İnanacaksın ki herkes de bize inansın. Doğru diye bir şey yoktur; Doğru senin neye inandığındır.” diye… Yani, muhtaç/biçare olan “Hayri İrdal” üzerinde yapılan bu manipülasyonla tüm toplum bazında bir algı yönetimi sağlanır… Gazetelerde çıkan röportajlar, dergilerde yayımlanan makaleler, her yere asılan sloganlar… Ve olmayan bir şeye inandırılır halk!.. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü,” saat ayarı (kendisi gibi olmayan) halktan ceza adı altında para kesmeye bile başlar. İşte buradan sonra da “Akıl tutulması” olgusu devreye girer. Kimse bu absürt ve bir o kadar da aptalca olaya karşı çıkmaz. Hatta “n’oluyor!” bile demez. Üstüne üstlük halk bundan zevk duyar, mutlu olur. Yoldan çevirdikleri görevlilere ayarsız saatlerini gösterip ceza kestirirler kendilerine. Bu durum dışarıdan bakıldığında ne kadar aptalca dursa da, inanılmaz hadi canım deseniz bile, bal gibi gerçektir Tanpınar için… Gerçi sizler de günümüzü düşündüğünüzde, yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım “algı yönetimi ve akıl tutulması” olgularını bu romandakinden farklı örneklerle yaşıyorsunuz zaten. Bu da Türkiye’nin gerçeğidir işte…
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma
ÜNİVERSİTE senelerden üniversitenin ilk yılları.okula ilk adım atışımda ""ben de sonunda üniversiteli oldum,değişecek miyim,buraya alışacak mıyım,hayatımda ilk defa ailemden ayrı bir dam altında uyuyacağım ve de bütün bir sene boyunca ve de tek başıma..off mu desem oh mu desem.konuşsam ağzım büyür mü,korkunç mu ,daha mı mutlu" gibi
Reklam
İlk aşk unutulmazmış. Peki ya son aşk? Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası? Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz? Peh.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.