"John Stuart Mili, "İnançlı bir kişinin gücü sadece ilgisi olan doksan dokuz kişinin gücüne eşittir", demişti. İnançların mükemmelliğe giden kapıyı açmalarının kesin nedeni budur. İnançlar, sinir sistemine doğrudan gönderilen emirlerdir."
Sayfa 149 - PdfKitabı okudu
- Duygusal veya mistik unsurlardan kaynaklandıkları için dünyayı sarsan siyasi ve dini inançların gücü, ne akıl tarafından yaratılmış oldukları ne de akıl tarafından yönlendirilmiş oldukları gerçeğinde yatar.
Siyasi ve dini inançların ortak bir kökeni vardır ve aynı kurallara uyarlar. Aklın yardımıyla değil, aksine aklın karşıtı olarak oluşurlar.
TABİAT RİSALESİ BİZE NE DER?
Celâlettin-i Suyuti’nin Ed-Dürerü’l-Müntesire’si gibi pek çok kitapta geçen meşhur bir Hadis-i Kudsi vardır: “Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlûkatı yarattım”. Bu bilinmekliği isteme iradesi, İlm-i İlâhîde bulunan bir nurun bir kader programı haline gelmesi, semavatın açılması, serilmesi, düzülmesi; ardında maddî âlemlerin
"Kendi köklerimi ararken sanatın köklerine ulaștım. Sanat ve mit inançtan doğmuș. Mitolojiye ilgim gittikçe artıyor çünkü inançlar her zaman insanın özü, sanatın da can suyu olmușlar.
Düș gücü ise inançların insanoğluna verdiği armağan..."
Sayfa 62Kitabı okudu
Neden pek çok terapist hastasını, çocukluğuna, sorunların yaratıldığı zamana götürür? Çünkü o zaman,inançların başladığı zamandır. O, korkunun,travmanın ya da kendi kimliğimizin kök salmaya başladığı zamandır.
"Sanrı"
Yanılsamayı yanılsama olmayandan ayıran şey doğru olup olmaması değil nasıl ortaya çıktığıdır. Yanılsamalar beğendiğimiz inançlardır; çünkü onların doğru olmasını isteriz. Bir sabah piyango kazanacağınıza dair şiddetli bir inançla uyandığınızı ve piyango bileti aldığınızı varsayın ve düşünün ki sahiden şans eseri piyango size çıktı. Kazanacağınız inancı doğru bir inanç olsa bile bu inanç Freudyen bir yanılsama sayılır.
En zorlu yanılsamalar sanrı olarak değerlendirilir. Sanrılar, onları dolduran dileklerin gücü nedeniyle hem yanlış hem de rasyonel düşünmeye yüksek dayanıklığı olan yanılsamalardır. Dini inançlar Freud'un en önemli sanrı örnekleridir. Freud bu inançların "insanlığın en eski, güçlü ve en acil dileklerinin yerine getirilmesi" olduğunu yazmıştır. "Bu sanrıların gücü dileklerin gücünde yatmaktadır."
Sayfa 22 - Düşünbil YayıncılıkKitabı okudu
