Sartre özgürlüğe ontolojik bir anlam verir; özgürlük bilinçten ayrılmaz. İçinde bulunduğu durumu ve dünyayı olumsuzlama imkanına sahiptir bilinç. Bu olumsuzlama, hem bilinçte hem de eylem yoluyla dünyayı değiştirme imkanını beraberinde getirir. Dahası, bilincin ona zaten verilmiş herhangi belirleyici bir içeriği, bir programı yoktur; Sartre bu yüzden kendisi-için-olmayı "hiçlik" olarak düşünür. Bizi tüm yaptıklarımızdan sorumlu kılan özgürlük, taşınması zor bir endişeyi de beraberinde getirir. İnsan, özgürlüğünden kaçmaya meylettiği halde, özgürlüğe mahkum bir varlıktır.
Ona, kadın olma deneyiminin anlamı üzerine düşünmenin önemli olduğu ilhamını varoluşçu felsefe verir.
Reklam
416 syf.
9/10 puan verdi
Herkese merhaba, nasılsınız? Eğer beni tiktokta da desteklemek isterseniz hesabım : @bookswithemir Dark academia olsun dili ağır olmasın diyorsanız kesinlikle okumanız gerekk. 1 puanı da zaten dilinin bana kalırsa basit kalmasından dolayı kırdım onun dışında bir sorunu yoktu yakın zamanda ikinci kitabını da okuyup onun da incelemesini yazacağım. Kitaplarla kalmanız dileğiyle :)
November’ı Öldürmek
November’ı ÖldürmekAdriana Mather · Ephesus Yayınları · 2022274 okunma
Bucağı kentte çalışmak için ya da evlilik yoluyla terk eden kadınların sayısı aynı durum­daki erkeklerin sayısından çok daha fazla olduğu için erkeklerin bekârlık oranıyla kadınlarınkinin karşılaştırması yapılmamıştır. Kasabalı kadın­ların bekârlık oranı ile mezralı kadınların bekârlık oranı arasındaki kar­şılaştırmada durum aynı değildir. Bekâr kadınlar mezradaki %13,22’lik orana karşı kasabanın 21 yaş üstü kadın nüfusunun %13,13’ünü oluşturur; oran bütün bucakta %13,20 olduğundan fark önemsenmeyebilir. Bekâr kadınlar, mezradaki %33’lük orana karşı kasabanın kadın nüfusunun 21’den 40 yaşa kadar olan kesiminin %13,20’sini oluştururlar (yani l’den 1,9’a kadar bir oran). Öyleyse, kasaba ve mezralar arasındaki çatışma erkeklere gelince kuvvetle belirginken, yetişkin kadın nüfusunun bütü­nünü incelediğimizde, genç kuşaktan kadınlar erkeklere kıyasla son de­rece az olsa da ablalarına göre engellenmiş olduklarından, kadın nüfusun­da görülmez
Sayfa 52 - Dergah yayınları 2023Kitabı okudu
GİRİŞ RÜYA ZAMANI VE FİLM SANATI
Rudolf Amheim Görsel Düşünme adlı kitabında, film ve rüya arasındaki temel bir bağlantıyla temsil edilen ve Freud'un rüya-çalış- ması kapsamında düşünüldüğünde hemen anlamlı hale gelen bir meseleye dikkat çeker: ... Freud, akıl yürütmenin önemli mantıksal bağlantılarının imajlarla nasıl temsil edilebildiği sorusunu ortaya atar. Benzer bir problemin görsel sanatlarda da mevcut olduğunu söyler. Rüya imajları ve sanatta yaratılan imajlarla düşünce aracı olarak hizmet eden zihinsel imajlar arasında gerçekten de paralellikler vardır; ama benzerliğe dikkat ederek, farklılıkların da ayrımına varırız ve bu farklılıklar, düşünce imajlarını daha kesin biçimde nitelemeye yardım eder.1
1. Rudolf Amheim, Görsel Düşünme, çev. Rahmi Öğdül, İstanbul: Metis, 2007, s. 269Kitabı okuyor
ADLİ TIP & ADLİ BİLİMLER KİTABI Editör: Prof.Dr. Halis Dokgöz İÇİNDEKİLER 1. Adli Bilimler (Prof.Dr. Halis DOKGÖZ, Dr.Öğr.Üyesi Uğur KOÇAK) 2. Bilirkişilik (Prof.Dr. Halis DOKGÖZ) 3. Hekimlerin Yasal Sorumlulukları (Dr.Öğr.Üyesi Pınar BACAKSIZ, Prof.Dr. Erdem ÖZKARA, Prof.Dr. Halis DOKGÖZ) 4. Tıbbi Uygulama Hataları (Prof.Dr. Erdem
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.