Başka biri nöbetimi devralıncaya dek, savaş boyunca umutla beklerdim.
Sen çağırırdın, ben yanıtlardım.
Ellerinle yaptığın yaratığı özlerdin.
O zaman adımlarımı sayar, günahımın hesabını tutmazdın.
İsyanımı torbaya koyup mühürler, suçumu örterdin.
"Ama dağın yıkılıp çöktüğü, kayanın yerinden taşındığı,
suyun taşı aşındırdığı, selin toprağı sürükleyip götürdüğü gibi
İnsanın umudunu yok ediyorsun!