İncin ey kalbim
Sıfırla sonsuz arasında
Alçalan ve yükselen bir köleyim
Karalar bağlıyor ömrümde bahar
Dağlar eğil diyor, kuyular doğrul
Sevgi topladığım bahçede bir el
Kırıyor beni tam ortasından
Bir dalı kırar gibi
Mahalle dumanlı, çeşmeler dalgın
Katran sızıyor içinden evlerin
Ben katranın içindeyim, ne çâre
Aşk üzre ağlayan bir seyyârenin
Gömülüyorum karanlığına
İncin ey kalbim
Haddin değil tebessümleri
Aramak gecenin çığlığında
Bekledin ki, suya dönüşsün zaman
Aksın parmak uçlarından öteye
Bekledin ki, gelir belki bir yolcu
Sarar seni ipek rüyalarıyla
Haddini bil, güneşe bak, ayı gör
Suya ver gitsin duygularını
Ne yolcu gelecek bir gün öteden
Ne ipek rüyalar saracak seni
İncin ey kalbim
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise