Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İncir Kuşları...
Ansızın Zineta abla gözümün önünde belirdi. Simsiyah saçları birdenbire ağarmış,yaşadığı kederden dolayı ağzı yamulmuştu.İnanılmaz bir soğukkanlılıkla,çocuklarının bedenlerinden koparak incir ağacının dallarına yapışan parçaları ve kuşların cansız bedenlerini tek tek elleriyle topluyor, siyah bir torbaya koyuyordu. "Sen delirdin mi be kadın?" dedi olay yerine koşup gelenlerden biri ağlayarak."Cansız kuşları neden topluyorsun?" Zineta abla kıda bir süre boş gözlerle kadına baktı.Sonra elinde tuttuğu cansız kuşu da siyah torbanın içine koydu. "Öyle söyleme,"dedi tuhaf bir bakışla. "İncir kuşları da benim evlatlarım sayılır."
Sayfa 167 - AlfaKitabı okudu
Sebepler
Demek, esbab ancak ve ancak Kudretin izzetini, Rububiyetin haşmetini izhar için vaz'edilmiş birtakım vasıtalardır. (Esbab: Sebepler / Rububiyet: Allah’ın mahlukatı terbiye edişi / Vazetmek: Koymak) Cenab-ı Hak , ağaç olmadan meyveyi bize yedirebilirdi. İnek olmadan sütü bize içirebilirdi. İpek böceği olmadan ipeği bize giydirebilirdi. Güneş
Reklam
328 syf.
9/10 puan verdi
"KADINLARA ZORLA UZANAN ELLERİ DEĞİL,ELLERİN UZANDIĞI BEDENLER YOK EDİLMELİ!!! Yazar 1972 yılında Iğdır'da dünyaya geldi. Son 10 yılda, özellikle 2012 yılında yayımladığı incir kuşu romanı ile adından sıkça söz ettiren yazar, çoğunluğu adın olan büyük bir okuyucu kitlesine sahip. Yazar romanında 150 bin masum insanın canını nasıl
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
İncir Kuşları
Bir incir kuşu pencerenin pervazına koymuş bana bakıyordu, ne olur tutsak düşmüşlüğüm yüzünden beni hor görme , diye kendi kendime söylendim. Tuhaf bir şekilde ötüp durdu, incir kuşuna baktım bir anda ağlamaya başladım. sanki o anda benimle birlikte ağlıyordu pencerenin önüne gittim ona uzun uzun baktım neden biz dedim, biz buna asla hak etmedik suçumuz Müslüman olmak mıydı? artık her gece kabuslar içinde uyanıyorum hayatta uyanık kalmaktan da uyumaktan da korkar oldum.
Sayfa 204 - Alfa yayıneviKitabı okudu
Bir incir kuşu penceremin pervazına konmuş bana bakıyordu “ Ne olur , tutsak düşmüşlügüm yüzünden beni hor görme “ diye kendi kendime söylendim.
Taş ve sopa  İki köylü karşı karşıya Kavak ağaçları şahit  Bir de ibibik kuşu İncir yalnız  Badem yeşil kabuklu
Reklam
İnanılmaz bir soğukkanlılıkla, çocuklarının be­denlerinden koparak incir ağacının dallarına yapışan parça­ları ve kuşların cansız bedenlerini tek tek elleriyle topluyor, siyah bir torbaya koyuyordu. "Sen delirdin mi be kadın?" dedi olay yerine koşup gelenlerden biri ağlayarak. "Cansız kuşları neden topluyorsun?" Zineta abla kısa bir süre boş gözlerle kadına baktı. Sonra elinde tuttuğu cansız kuşu da siyah torbanın içine koydu. "Öyle söyleme," dedi tuhaf bir bakışla. "İncir kuşları da be­nim evlatlarım sayılır."
Yusufçuk kuşu incir ağacına kondu Balları damlayan incirleri delik deşik etti Sonra metelik vermeden çekip gitti. Ben de incirlere uzanacak oldum Kıyametler koptu Altın teraziler kuruldu Ahret sualleri soruldu. Yarab!. Beni de Yusufçuk gibi bahçelere Kırlangıç misâli mevsimlere uçur ...
Sayfa 24 - Bilgi.
İKİNCİ İSTİDA
Yusufcuk kuşu incir ağacına kondu Balları damlayan incirleri delik deşik etti Sonra metelik vermeden çekip gitti. Ben de incirlere uzanacak oldum Kıyametler koptu Altın teraziler kuruldu Ahret sualleri soruldu. Yarab!. Beni de Yusufcuk gibi bahçelere Kırlangıç misali mevsimlere uçur! Senin elinden çıksın rızkım Beni sen acıktırdın sen doyur Bensiz boy atsın başakların Bensiz kabarsın karpuzların Çilekleri halkederken bana mı sordun. Beni rezil rüsva etme Tanrım Ben bir misafir kulunum Kölen değil, kölen değil.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Evet, güzel incir kuşu ... Dünyanın en bahtsız kadını olduğumu sen de görebiliyor musun?
Reklam
Bir incir kuşu penceremin pervazına konmuş bana bakıyordu “ Ne olur , tutsak düşmüşlügüm yüzünden beni hor görme “ diye kendi kendime söylendim.
Küçük bir kız gördümdü çok eskiden Annesinin dizi dibinde, Bir de incir diktiydim hasta iken, Üç yapraklı mı, dört yapraklı mı ne. Küçük kız da büyüdü o incir de, Ama yüreğimin erinci nerde? Romeo'yu onca kaygılandıran O kuş seslerini düşünürüm de Sabaha karşı bir korudan Tarla kuşu muydu, bülbül mü diye Tarla kuşunu da dinledim, bülbülü de Ama yüreğimin erinci nerde? Geç kaldığım da oldu belki Laternaları dinlerkene, Periler yeryüzüne indirmiş geceyi, Çerağlar içinde yanmış gökkubbe Gökkubbeyi de bilirim perileri de Ama yüreğimin erinci nerde?
Yusufçuk kuşu incir ağacına kondu Ballan damlayan incirleri delik deşik etti Sonra metelik vermeden çekip gitti. Ben de incirlere uzanacak oldum Kıyametler koptu Altın teraziler kuruldu Ahret sualleri soruldu. Yarab!. Beni de Yusufçuk gibi bahçelere Kırlangıç misâli mevsimlere uçur!
Sayfa 19 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
bağır çağır bir şiir
I bu elimi senin için komşunun bahçesinden gül çalarken kestim dalından düşmüş bir eriğe bastım bir serçeyi ürküttüm birazdan ölecek bir hayvan gibi öksüren eski çeşmeden avuç avuç su içtim
"Evet, güzel incir kuşu...Dünyanın en bahtsız kadını olduğumu sen de görebiliyor musun?Artık mağlup biri olup çıktım."
Sayfa 213 - AlfaKitabı okudu
181 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.