Liseden çok sevdiğim bir arkadaşım evlendi. Çocuğu da oldu. Hâlâ görüşüyoruz. 'Çocuğunu merak ediyorum, görüntülü ara' dedim, aradı. Neyse konuşuyoruz. Kızına "kızım Furkan amcana merhaba de" falan dedi. Bir iki kere daha amca muhabbetine girince rahatsız oldum, en sonunda 'kızım ne amca dedirtiyorsun çocuğa, minicik çocuğun aklını bulandırıyorsun' dedim, "yalan mı amca oldun bir de üstüne evde kaldın müzmin bekar" dedi. Neyse biraz makara yaptık, telefonu kapatacağız, arkadaşımın dünyalar güzeli çocuğu büyük bir masumiyetle "Furkan amca, sen evde mi kaldın, evde kalmak ne demek?" deyip şaşkın şaşkın gülünce gururum çok incindi, verecek cevap bulamayıp kapattım. Bacak kadar velet bütün özgüvenimi, hayata karşı motivasyonumu yok etti. Ben çocuğumu evde kalmış arkadaşlarımla konuştururken böyle yapmayacağım :D
Başarısız İnci
Üç gemi kalkmış Napoli'den bilinmeyen bir zamanda. Birisi mavi, diğeri kahverengi , üçüncüsü de griymiş. Üçünün de ismi birbirlerinden gizlenmiş. Napoli halkı hiç birinin ismini bilmiyormuş zaten. Her denizci sadece kendi gemisinin ismini biliyormuş. Üç geminin de ismini bilen tek bir kişi varmış Napoli'de. Alberto Ganhligei isimli bu ayakkabıcı
Reklam
Güldü, çünkü kimsenin umrunda değildi üzüntüsü..
Canı sıkıldı güldü, kalbi incindi güldü..
Sayfa 133Kitabı okudu
#alıntı (s. 11)
Afrikalı Leo anlatıyor: “Ben, Hasan, tartıcıbaşı Muhammet'in oğlu, ben, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği ben.. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da, Arabistanlı da değilim. Bana Granadalı, Faslı, Zeyyath da derler, ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan
‘’Gururunuz incindi… önemli değil, zamanla geçer.’’
119 syf.
1/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Bulamadı...
Sevgi, Tanrı ve İsa, Meryem ve Bakirelik gibi kavramların; gözümü gözüme sokulduğu bir kitap oldu. Bir gün "Citta Nuova" dergisinin okuyucuları Meditasyonla karşılaşıyorlar, tabii hepsinin ilgisini çekiyor; çünkü kullanılan dil samimi ve içten. Öyle ağır ve kesin hükümlerin olmadığı İncilde ki en tatlı ayetleri içinde barındıran, okuyunca "yaa Hristiyanlık ne kadar güzel bir din, hadi geçelim dedirten" ve Tanrı ile sanki bir ev dostuymuş gibi söz etmesi; okuyucuların aradığı doğallığın, saflığın ve bu çağda ki güzelliğin değerlerini gösteriyor. Tanrıya olan yüce sevgi. Ah Tanrım seni arzuluyorum; tüm bakireler gibi... Seni sevmek ve istemek, Mesih yüce Bakire Meryem, bizler de senin elbiselerin ile gezeceğiz. (Samimiyet fazla değil mi yahu) İnsanlar bu samimiyeti ve içtenliği görünce, tabii bir hayran kalıyorlar ve dergiden ayrı olarak; "Meditasyonlar" başlığı altında, yazılarla bir kitap topluyorlar. Kitapta bir de bahsedilen şu ki; Hristiyanlığın yüceliği be Hristiyan olan bireylerin, nasıl yaşaması gerektiği ve ne yapmaları; kötülük ile dolu olan bu çağ da nasıl Tanrının huzuruna çıkmalı, bundan bahsediyor. Kitap bittikten sonra: "ben bunu neden okudum şimdi?" hissi kendisini gösterecektir. Neden varsın ki...
Seni Bulurum - Meditasyonlar
Seni Bulurum - MeditasyonlarChiara Lubich · OHAN MATBAACILIK, · 20008 okunma
Reklam
1.000 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.