Veronika, yaşamında eksik bir şeyler olduğunu düşünen bir kız. Hayatta her şeyin belli bir düzene sıkıştırıldığı bir yaşamı ve tek düzeliği istemiyor... Paulo Coelho, Sokrates'in sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez görüşünü bir adım ileri taşımıştır. Yaşanmamış bir hayat sorgulanırsa neler olurun cevabını vermiştir.
Bizim hayallerimiz ve bizden beklenenler çoğumuz bunların arasına sıkışmış durumdayız. İçsel savaşımız başlamıştır bazen ne zaman başladığını bilemeyiz. Farkettiğimizde birikmişliğin zihnimizde ve ruhumuzda yarattıklarıyla uğraşmaya başlarız.. İki seçenek vardır: Bataklığa saplanıp en dibi görmek ya da kontrolümüzü sağlayacak gücü bulabilmek.. İkiside oldukça zordur.. Geçmişte kalmak, geçmişi hatırlamak kişi için yerinde saymaktan daha kötüdür. Bir şeyleri değiştiremeyiz ama şimdinin bedeli daha ağırdır.. Kitapta tüm bunlara felsefi ve psikolojik açıdan yaklaşılarak...Okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya sevk etmiştir.
"Her insan tektir, her bireyin kendi özellikleri, içgüdüleri, farklı beğenileri, istekleri, serüven biçimleri vardır. Ancak, toplum her zaman belirli davranış kurallarını herkese empoze etme eğilimindedir, tek tek insanlar ise neden bu kurallara uymak zorunda olduklarını her zaman merak ederler.’’ bu alıntıyla kitabı özetlemiş olabilirim:)
Her farklılık delilik olarak adlandırılsa da eğer öyleyse tüm farklılıklar güzeldir. Sizi siz yapan tüm farklılıklarımıza sahip çıkın. Popüler kültürün ve çoğunluğun oluşturduğu havuzda kaybolmayın. Kendin ol kendi ruhunun çizgilerinde dolaş...