Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
Benim anlamadığımı mı sanıyorsun ? Varolmak denilen o umutsuz düşü. Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte. Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma. Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık. Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek. Her kelime yalan, her jest sahte. Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi. İntihar etmek... Hayır. Fazlasıyla iğrenç. İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir. Susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya yada sahte jestlere. Böyle olduguna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor. Ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elizabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın. Ingmar Bergman - Persona ( 1966 )
Reklam
SFG 3
Niçin karga? Çünkü karga toplumsal kodlarda “işe yaramaz bir şey olarak algılanır. Tam da işe yaramaz olarak addedilen görünür hale getirilerek bu algılamaya meydan okunur. İşe anmaz denilen karga çizilerek, işe yarar kavramının pratik fay- da temelinde işlemesine karşı çıkılır. Karganın eti yenmez. Eti jenmeyen canlıya bakışla eti yenen canlıya
Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü... Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte... Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık ekecegim arasındaki o yarılma... Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık... Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek... Her kelime yalan... Her jest sahte... Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi... İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç... İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elisabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın. 🎦 Persona (1966)- Ingmar Bergman
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü... Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli tetikte... Aynı zamanda bakışlarının huzurunda ki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma... Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık... Ele geçirilmek, eksitilmek ve hatta belki de yok edilmek... Her kelime yalan... Her jest sahte... Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi... İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç... İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz. Bir kaç yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağı yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda önemi vardır. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğin fanatik bir sisteme başlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Anca o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunuda yavaş yavaş bırakırsın.
Reklam
İnsan denilen varlık ne tuhaf; konuşunca dürüstlükten, iyilikten, hakkaniyetten bahsederler lakin arkadan konuşup iş çevirir seni tüm bu bahsettikleri kavramlardan değerlerden tiksindirirler. Ne kadar küçültuyorlar kendilerini ahh bir bilseler keşke, içlerindeki aşağılık kompleksi midir, engel olamadıkları şeytani dürtüler midir bilinmez ama Rabbim onların kalplerindekini onlara vereceğinden ziyadesiyle eminim .
Cahide Sonku, zirveden bulaşıkçılığa
Asıl adı Cahide Serap’tı. Sinema tarihimizde ulaşılması zor ilklerin sahibiydi. İlk kadın stardı; ilk kadın film yönetmeniydi; ilk kadın film yapımcısıydı. Türk Marlene Dietrich’i de denilen Cahide Sonku; sinema dünyamızda zirveyi ve batağın dibini gören en ünlü isimdi. Yeşilçam yapımı İhtişam ve Sefalet’in kadın başrol oyuncusuydu, denilse de
Manyak gibi şarkının sesini yukseltiğim dönemlerimdeyim yine, bu yalnızlığım bir gün beni yiyip bitirecek diye ürküyorum bir yandan da kimseleri kaldıramaz kafam diyip yalnız olmamın tadını çıkarıyorum... Zaten insan denilen varlık böyle değil midir ya kendini bir şeyler ile tatmin eder ya kendini uçurumun tepesinden atar. Bir denge yakalama zamanı gelmiştir. Hızlı yaşayayım diye koştuğum bu dikenli teller beni delik deşik etmiş durumda, beynimde durmuş bir kan gölü içinde boğulan düşüncelerden geriye sadece nefes alabilmeyi hatırlamak kalmış, kaygılarım, sevincim ve endişelerim boğuup gitmiş çoktan
İnsan denilen varlık tutarsızlıktan ibaret.
Reklam
Birbirine Bağlı Sekiz Beden ! Kendini Farket
Hep diyoruz ya insan çok fonksiyonlu bir varlık ve hepimiz yaradanın birtanesiyiz. İnsandaki görünen et bedenden ziyade görünmeyen kısımlar dikkatimi çekmiştir.Farkında, bilinçli, an`da yaşamda bazen kendi tecrübelerim bazense yaşanan hayatlar bazense okuduğum kitaplarda insanın anlamı iki kelamla anlatılabilecek bir mevzu olmadığını
İnsan ve hayat
Uzun bir zamandır yazmak isteyip yazamadığım bir süreç oldu. Hayatın akışı içerisinde bazen yapmak istediklerimizi erteledikçe çoğunlukla gerçekleştirmek istediğimiz ne varsa sanki daha da uzaklaşıyor bizden. Birazda bu düşüncenin etkisiyle tam bugün artık yazmaya başlamalıyım dedim kendi kendime. İnsan ve hayat konusunu - çokça geniş bir konu
519 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.