YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
"Zaferler azaldıkça özgürlükler artar." Victor Hugo
Hugo'nun bu cümlesini aslında Ezilenler kitabına uygulayabiliriz. Çünkü Ezilenler kitabı tam olarak Rusya'da serflik,
Huzursuzluk bir ilişki biçimidir
“25 lirayı aşan alışverişlerde bu deterjan 10 liraya düşüyor ister misiniz?” dedi. “Hayır” dedim “Teşekkür ederim. İhtiyacım yok”. “Ama her gün huzursuzluk satın alıyorsunuz bir yandan, ne olur bunu da alsanız”. “Anlamadım” dedim. Diğer müşteriler duymasın diye kulağıma eğilerek söyledi. Fısıldayarak.
Hani bazen kendimizi anlatamayız. Ne kelimeler yeter ne dakikalar, belki de saatler. Derdimizi anlamayan da ekseriyetle çok yakın biridir. Öyledir. Demirhan, "Birbirini çok iyi tanıyan insanların anlatacaklarının tükendiği bir sınır çizilidir sözcüklerde." der ve ekler: "Ötesine geçemezsiniz." Birbirimizi müthiş bir süratle
Neokortekse, dile, dilin refakat ettiği bilince sahip insan, ahlak anlayışına da sahiptir. Ve insanlar için güçlünün zayıfı ezmesi, işlevsel olabilir ancak ahlaki değildir.
Yine beni zelzele misali sarsan bir kitabı bitirip, geldim incelememin başına.
Öncelikle herkese merhabalar. Şuan beynimin sağ lobunun bir tarafa sol lobunun diğer bir tarafa doğru koşup benden kurtulmaya çalıştığını düşünüyorum. Çünkü o derece dehşet bir şekilde ağrımakta. Neden mi? Bu işin müsebbibi sayın Bergen'dir.
Kitap hakkındaki iç açıcı
“Hepimizin içinde bir çocuk ve bir (ya da birkaç) ana-baba vardır. İçimizdeki çocuk ve içimizdeki ana-babanın ilişkileri değişik yapılar gösterir. En sık gözlenen ilişki, içimizdeki ana-babanın iç çocuğu ezmesi, utandırması, yargılaması ve sürekli denetlemesidir. Üniversitede çalışan arkadaşım B.E’nin ilişkisi bu türdür. Bu tür ilişki sağlıksızdır. Bu tür sağlıksız aile içi ilişkiler, çevremizde sık sık gördüğümüz sağlıksız insan tiplerinin büyüdükleri ortamları oluştururlar. Bu insanlardan bazıları küskündür, neşesi yoktur. Hiçbir şeyden zevk alamaz. Yaşamın coşkulu bir yanını göremez, yaşamak onun için bir yüktür. Bazıları gergindir, her an kaygılı ve tedirgindir. Çevremizde sık sık pısırık insanlar görürüz, kendisi haklı olsa dahi ne sözleriyle, ne de davranışlarıyla haklarını savunamaz. Yobaz ya da bağnaz olarak tanınan insanlar da sağlıksız aile ortamının ürünleridir. Bağnaz belirli bir düşünce ya da inanç sistemine körü körüne bağlanır, cahil yobaz olduğu gibi, aydın yobaz da vardır.”