Tek başıma ayda birkaç gün çalışarak kendi geçimimi sağlayabilen biriyim. Daha fazla kazanma hırsı beni hep rahatsız edegelmiştir. Günlerimi kitap okuyarak, yabancı dil öğrenerek ve arkadaşlarla muhabbet ederek geçirmeyi çok seviyorum. Kafa konforu benim için oldukça önemli.
Bir sevgili edinmeye ihtiyaç duymuyorum. Bunun kendimi kandırmak olacağını biliyorum. İnsan geçmişinden kolay kolay sıyrılamıyor. Çünkü bir aşkı yeni bir aşkta temize çekmek benim için olağan bir şey değil. Sezen ablanın dediği gibi bu bir tutuklu kalma hikayesi, kendi hayatından çalan hırsızı oynuyorum. Fakat sevdiğim insan bana bir ses uçuracak olsa bütün hayat paradigmamı bir kalemde silmeyi de bilirim. Yani varlığımı tümüyle ona adarım.
Şu anda bir birey olarak kendimi özgür ve rahat hissediyorum ama işin içine aşk dahil olursa insan aşk kesilmesin de ne yapsın... Bu yüzden aşkın, özgürlükten çok daha önemli olduğu kanaatindeyim.
Yaşam potansiyelimin açığa çıkması onun kararına bağlı. Görelim... Özgürlüğü aşk ile taçlandırabilecek miyiz? Yoksa hayat perdesinde yalnız rol almaya devam mı edeceğiz?
Uzaktaki 🤔
O kadar bekledim ki, geliyorum
Ölümümü bekledim, geliyorum
Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini
Bekledim geliyorum.
Ölümü gömdüm, geliyorum
Bir sonbahar günüydü, geliyorum
Güneşler buz gibiydi, geliyorum
Zindandan Mehmet`e Mektup
Zindan iki hece Mehmetim lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Birde geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!
• Maskenin Ardına Bakmak Gerçek Kimlikleri Nasıl Anlarız?
Yüzler, ruhun aynasıdır derler. Bu sözde ne kadar doğruluk payı vardır? Gözlerimizle baktığımızda gerçekten de bir insanın kim olduğunu anlayabilir miyiz? Yoksa gerçek kimlikleri, o aynanın ardındaki gölgelerde mi gizlenir?
Bazen bir yabancının yüzüne bakarsınız ve içgüdüleriniz size o