Cangül Hanım ile bu eseri sayesinde tanıştım. Bir de Neyden Dinle, eseri ile sükut veren yazar, bizi yaşamın sakin kıyılarına götürüyor.
Ney, öyle hemen elde edilen bir müzik aleti değildir. Ham maddesinin biraz beklemesi gerekmektedir. Zorlu aşamalar sonrası ney olan ham madde, artık ilk halinden çok daha uzaktadır. Sesi vardır, o ses huzur verir dinleyene. İşte insan da biraz böyle olmalıdır, yaşam acısını saldıkça kalbini korumalıdır.
Hayat, sunduğu oyuncaklarla bizi hep kandırır. Ya bir şeye takılır farklı işleri erteleriz ya da baktığımız halde göremeyiz. Neleri göremeyiz? Dünya güzelliklerini… Dünyada yaşamamız gereken hadiseleri ve bulmamız gereken yolları… Hatta en önemlisi, kendi kendimizi bile göremeyiz bazen.
Cangül Hanım, dünyada yaşam değerlidir ama bu değeri yaşadıklarınız belirler, diyor.
Boşa geçmiş bir ömüre, yaşadım dememeliyiz. Yaşamak; bazen acıyı çekmektir bazen ise hüznü sevmektir. Acısız yaşam, hüzünsüz mutluluk olmaz neticede. Varlık ile yokluk bile muhtaçtır birbirine. Biri yoksa diğerine anlam veremeyiz. Bu yüzden, yaşanan her olayda görülmesi ve alınması gerekeni görüp almalı ve yola devam etmeliyiz.
Gözle göremiyorsak, kalp gözünden bakmalıyız. Bunun için kalpten inanmalı ve denemeliyiz…
Anlattıklarını yalın ve zarif bir şekilde aktaran yazar, yaşam yolculuğu üzerinden direkt olarak iletiyor yazdıklarını. Yaşam yolculuğu üzerinden anlatıldığı için samimi üslubu ile, yürek ısıtan okumalar yapıyoruz. Ve yaşamdan kesitlerden sonra, ney ustasının kısımları gelince farklı bakış açıları kazanıyoruz…
Dilerim ki kalemi daim, okuyucusu bol olur.