Dünya hayatında imtihan olmasa; yani iman olmasa, küfür olmasa, zengin olanlar, fakir olanlar, merhamete layık olanlar, aç olanlar, cahil olanlar, âlim olanlar olmasa, Allah’ın isimleri tecelli etmez. Allah’ın muradı; Hz. İnsan’ı görmektir. Eğer bir şehirde bir tane Hz. İnsan varsa o bütün şehir, bütün ülke onun hatırına rızıklandırılır. O şehirde, o ülkede olan insanları Allah onun hatırına varlıkta tutar; çünkü Allah Hz. İnsan üzerindeki tecelliyi görmeyi dilemiştir. Gerisi, Hz. İnsanın hürmetine varlıkta durur; çünkü Allah’ın muradını üzerinde gerçekleştiren Hz. İnsandır.
Allah bu imkânı herkese verir ve sonuna kadar herkesi bu şekilde Hz. İnsan olmaya davet eder; ama insan kendine dönüp o çamurdan elbisesini soymazsa kendini bulması da asla mümkün değildir.
Allah, insanı aşktan yaratmıştır, dedik. Bu yüzden insanın yolculuğu da aşk ile başlar. İnsanı ana karnında büyüten,
besleyen, koruyan Allah’tır; çünkü Allah, insanı sever. Bu yüzden çocuk dünyaya gelir gelmez Allah onun anasına, babasına ve kardeşlerine kendinden bir sevgi verir. Allah, çocuğa da kendinden sevgi verdiği için herkes iradesiz bir şekilde onun etrafında pervane olup onun hizmetinde olur; yani hepsi çocuğu iradesiz olarak sever, onu korur ve ona hizmet eder. Çocuk büyüyüp buluğa erdiğinde bu sefer de onun diğer çocuklara yardım etmesi gerekir. Çocuk buluğa erince Allah ona; “iş artık senindir, şimdiye kadar ben seni sevdim, insanları sana hizmet ettirdim, şimdi ise sevme sırası sendedir. Şimdi de sen ananı, babanı, rabbini sev ve bunu anla” der. Artık çocuk buluğa erdiği andan itibaren âşıktır, Allah ona bu aşkı tattırır.