Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsanlar birbirlerini özlemeyi unuttu. Özlemek sadece bir nostalji artık.." - İlhan Berk
Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum.
Sanki 4.5 milyar yaşındaymışım da yani dünyanın var oluşundan beri yaşıyormuşum da ölemiyor muşum gibi hissediyorum. Dinazorların var oluşunu, yok oluşunu, kıtaların tek bir toprak parçasıyken ayrıldığını, tekerleğin icadını, ateşin icadını, avcı - toplayıcılığı, Bereketli Hilal'de ilk tarımın yapıldığını, tarımla beraber insanların yerleşik
Reklam
Yarın tam 1 yıl olacak büyük deprem için. Evet,zaman sahiden çok hızlı geçiyor. Ama o zamanlar 1 saniye bile 1 asra bedeldi. Alışılmıyor, böyle bir şeye alışamayız. Ülkemiz deprem bölgesi böyle şeyler olacak elbet. Olacak ama an be an yaşayana sormak lazım,hissedene,gözlerine,yüreklerine korkudan endişeden,değil uyku yemek bile yiyemeyenlere sormak lazım... Herkese sormak lazım aslında.Dolaylı yoldan bile ülkemizin her insanı etkilendi. Sevdiklerimizi kaybettik hâlâ daha dün gibi. Burnumuzun direği sızlıyor... Hayat devam ediyor tabii gülüyoruz,eğleniyoruz vs ama nasıl devam ediyor sormak lazım. Bir şeyler yaşanıyor ve geçip gidiyor. Her zaman böyle olmuştur. 99 depremi gibi çok büyük bir deprem ama hayat devam etti acısı ile ve tatlısı ile. Bu demek olmuyor ki insanlar unuttu,anlık bir üzüntü ile gerekeni yaptılar ve bitti. Çoğu insan hatta herkes hâlâ yaşıyor o anı ve anları... Sadece insanlar her şeye rağmen devam etmeyi(!)öğrendiler. Kimseyi sen niye paylaşım yapmadın, yardım etmedin vs gibi söylemler ile suçlamamak gerekiyor. Kimin ne yaptığını bilemeyiz. Çoğu kişi sosyal medyadan duyururken kimileri de sessiz sedasız halleder ve böyle hassas bir zamanda daha da gerilmeye ve sinirleri yıpratmaya mahâl vermemek gerekiyor. Ülkemiz deprem bölgesi bir daha yaşamayalım demek ütopik bir şey olur.
Gıdıl İsmet...
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın. dropbox.com/s/josp2eiqbczyc... Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
Gayipten dostum münevver.
Her aşk bir dehşet doğururdu Münevver, sen de beni doğurdun. Ben bu hayatta hep azalmayı öğrendim,eksilmeyi öğrendim böyle parça parça azalarak bitmeyi öğrendim. Hayat acımasız olunca hayatın karşısında köşesine çekilip dayak yiyen insanlar ya katil olur ya ölü. Sırf bu yüzden sırtıma "ben ıslah ediciyim"yazdırdım hem de İbranice. Çünkü bana atılan, göğsüme kafama isabet eden taşları toplayıp biriktirdim. Oysa onları toplarken canımın acısına nasıl ağlıyordum görmeliydin. Ama insanlar artık benim de taşlarımın olduğunu unuttu,sineye çekmek cümlesini attım zihnimden. Artık biri için veya bir şeyler için boyun eğip susamazdım,zarar karşılıklıdır dedim kendi kendime. Saçlarım çok yoruldu Münevver. Şimdi eğer konuşabilseydin bana kadın haklarından, özgürlükten ve yarana neden merhem olmadığımdan bahsederdin,ama insan bazı şeyleri seçemiyor. Hem direksiyonda Allah varsa hayatına nasıl yön verebilir ki insan ? Gerçi bu yüzyıl kadere de pek inanmıyor. Uyanır uyanmaz sana bunca şeyi neden yaptığımı sorgulayacaksın muhtemelen. Ama uyanmana izin verir miyim bilmiyorum Münevver.
Gönül Dağı, Taner'in Rüyasi
Ne güzel, ağlamayı unutmamışşın. İnsanlar unuttu. Ağlamayı, hayret etmeyi, sonra hayal etmeyi, sonra görmeyi. Neden göremiyoruz biz Taner? Bir kurumuş ağacı, çekilen suları, akan volkanları neden göremiyoruz biz?
Reklam
-İnsan neden ağlar? -Bilmiyor musun? - Sen hiç ağlamadın mı? - Bir kez. Uzun zaman önce - Seni terk ettiklerin de mi? İnsanlar ağlar. Çok nedeni vardır. Biri öldüğünde ya da yalnız kaldıklarında, bir şeylerin yükünü taşıyamadıklarında. - Ne? -Yaşamak, acı verse de.. -Yapacak bir şey yok mu? -Bir sefer Marcin'in dişi ağrıyordu,ütüyü ısıttı, biraz bekledi ve tam omzuna bastı böylece dişini unuttu. Krzysztof Kieslowski Aşk Üzerine Kısa Bir Film
gökkuşağı
"Tam o sırada gök gürledi..." - - - Baharın güzelim havasında, ne güzel bir karşılama gibi gelmişti... Aylardan nisandı, güzel bir baharın eşsiz lezzeti, yüzüme vuruyordu o sıralar, hani çicekler açacaktı, rengarenk çiçekler... içimde de bir bahar daha açarmış gibi olacaktı. Sevmeler de kavuşmalarda bazen baharın değilde güze de
İnsanlar sevmeyi,değer vermeyi mi unuttu.. Yoksa bahane üretmede bu kadar kendimizi geliştirmiş olabilir miyiz ?
Kendini sevdiğini sanmak ve kendini sevmek
Çirkin görünüş deyince aklınıza ne gelir? Belki sivilceler, belki çok kilolu olmak, belki de fazla zayıf olmak... Genelde toplum hangi özelliklerin çirkin olduğu konusunda uzlaşır. Bu da bazı insanların kimse tarafından beğenilmemesine neden olur. Elbette beğenilmek insanın doğal bir arzusu, her ne kadar başkalarının gözüne hoş gözükmek gibi bir
Reklam
Kral, dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan bir muhafıza sordu: -Üşümüyor musun? Muhafız; -Ben alışığım kralım dedi. Kral; -Olsun sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim dedi ve gitti.Ancak bir süre sonra emri vermeyi unuttu... Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler ama muhafız duvara bir şeyler karalamıştı.Duvarda şunlar yazıyordu : "Kralım, soğuğa alışkındım, fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü! Türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin.Çünkü insan, bekletildikçe değişir. Beklettiğiniz kişi hakkınızda telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer. Önce umudu öldürürsünüz. Ardından sevgi, saygı, güven ölür...Dostluk ölür, muhabbet ölür! İNSAN BİR DEĞERDİR SİZ SİZ OLUN, KİMSENİN UMUDUNU ÇALMAYIN...
İNSAN KENDİNİ UNUTUNCA
"İnsanlar mâhlûk olduklarını unuttu.Kendilerini Hâlık olarak görmeye başladılar " Oyalamayın beni çok işim var benim çok. Gönül Dağı
İnsanlar yok oldu
Zaman anlamını yitirdi Kokular kokusunu İnsanlar insanlığını unuttu Gece siyahlığını Eşsiz olan her ne varsa Yitirdi tüm güzelliğini Çiçek renksiz kaldı İnsan yarım kaldı Akıl terk etti beyni Gece tüm döngüsü saldı Mevsimler savruldu İnsanlar yok oldu..
Giriş-Gelişme-Sonuç
Geçen haftaydı. Hava da hafif yağmur vardı. İçimde fırtına. Çıktım dışarı sahil boyunca yürüdüm, hızımı alamayıp koştum, kendi kendime sövdüm, saydım, ayaklarımı yerlere vurdum, dağıttım, dağıldım...Bir mekandan güzel bi gitar sesi geliyordu bir anda girdim. Belki kılığım kıyafetim uygun değildi belki de ıslaktım doğrusu umrumda da değildi. Oturdum biran bir iki yabani bakış atan oldu. Sonra herkes unuttu. Sahneye odaklandım. Sevdiğim bir Ahmet Kaya şarkısını söylüyordu adam. Herkes eşlik ediyordu. Bitti. Ne söylememi istersiniz dedi her kafadan bir uğultu çıktı. Adam parmağını herkesin üzerinde gezdirdi bende durdurdu. Göz göze geldik gülümsedi benim surat bir karış. Hiç tereddüt etmeden; " Sürerim buluttan tarlaları Yağmurlar ekerim göğün göğsüne Güneşte demlerim senin çayını Yüreğimden süzer öyle veririm" diyiverdim. Sesi güzeldi. Bitince tebessümle teşekkür edip çıktım.Bazen aykırı olmak iyidir. Daha sonra ki günlerde diğer insanlar gibi normal bir giris yaptık bu mekana🙃 youtu.be/2jSMXR71d6c?si=...
İnsanlar sevmeyi unuttu mu ne? Ve de gülmeyi...
441 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.