Bu kitap, pandemi ortamında insanların ne kadar alçalabileceğini, içlerinden nasıl bir vahşet çıkabileceğini anlatan bir distopya romanı. Alt Metinde benim yakaladığım olgu ise, her gün musluktan akan, sifona bastığımızda pisliğimizi kibirimizle beraber götüren suyu, hiç bir karşılık vermeden hakettiğimiz, zaten orada olması gereken bir şey gibi gördüğümüz. Oysa o suyun barajlarda toplanıp evimizin içine kadar gelmesinde muazzam bir emek var. Birileri siz medeni bir şekilde yaşayın diye, kanalizasyon borularının çapını hesaplıyor. Birileri o boruların tamirinde çok ağır şartlarda çalışıyor. Hayvanlardan ayrıldığımız nokta burada başlıyor. Tüm hayvanlar doğa ile mutlak bir uyum içinde. Oysa insanoğlu zekasını kullanmazsa ya da kötü yönde kullanırsa hayvandan çok daha aşağıda. Bu kitap işte bunu gözümüze gözümüze sokuyor.