Erteledik zamanında
Zamanı geçti
Sevginin,ailenin,dostluğun..
Hepsi burda
Veya
Hiçbiri burda değil
Peki ne oldu şimdi
Yaşamaya değer gördüklerimizin
Onlar için ertelediklerimizin
Nasıl olsa varlar dediklerimizin
Ardından bakıp
Aramaya koyulduk
Peki şimdi ne mi yapıyoruz
İnsanoğluyuz biz
Arlanmıyoruz
Ne iflah olmaz bir akıllanmazlık bu
Nerde o insanı diğer mahluklardan ayıran
Düşünme yetisi
Yok,tükendi
Sonuca aldanmayan
Aklını kullanmayan
Boşvermişliğini haz sanan
Ne de yazık
Bi şeylere dönüşüp durduk .
Nec.
Öncelikle Özür dilerim. Kimi kırdım, üzdüysem Özür dilerim.bu siteye girerken birileriyle arkadaşlık kuracağımı tahmin etmezdim. Dostarımdan, arkadaşlık kurduğum kişilerden, abla dediğim görüşlerine başvurduğum o güzel kalpli kişilerden,abi olarak gördüğüm bana çok yakın gelen abilerimden,burada olup bizlere bir şeyler katmasını istediğim ama
"Üzülme, " dedi, biz insanoğluyuz, doğumdan ölüme kadar başımızdan geçmeyen kalmaz. Yalnız şunu bil ki kardeş, insanoğlu her gün anasından terütaze doğmuş gibi bir kez daha doğar, her gün doğan günle birlikte.
“Üzülme,” dedi, “biz insanoğluyuz, doğumdan ölüme kadar başımızdan geçmeyen kalmaz. Yalnız şunu bil ki kardeş, insanoğlu her gün anasından terütaza doğmuş gibi bir kez daha doğar, her gün doğan günle birlikte.”
KHK'lar ile mesleklerinden atılan, lisansları iptal edilen, hukuk dışı gerekçelerle haklarında davalar açılan, cezaevlerine konan, ülkelerini terk etmek zorunda kalan, toplumsal ve siyasi lince maruz kalan...
Geçmişte Bosna'da, günümüzde Irak, Suriye yahut herhangi bir yerde tecavüze uğrayan, hayatları karartılan....
Ülkemiz başta olmak üzere hayatları örselenen, insanlık dışı uygulamalara maruz kalan...
Bütün kadınların günü ne kadar kutlu olabilirse, o kadar kutlu olsun.
Neşet Ertaş'ın dediği gibi, "Biz insanoğluyuz, kadınlar insan!"
“Üzülme, biz insanoğluyuz, doğumdan ölüme kadar başımızdan geçmeyen kalmaz. Yalnız şunu bil ki kardeş, insanoğlu her gün anasından terütaze doğmuş gibi bir kez daha doğar, her gün doğan günle birlikte.”
İnsanoğluyuz. Ot ve et yiyen mahluklarız. Ellerimiz, tırnaklarımız bir şeyi tutup kaldırmaya olduğu kadar, yırtmaya ve parçalamaya da kabiliyetli. Ağzımız öpmeye olduğu kadar ısırmaya; dilimiz övme ve takdir etmeye olduğu kadar isnat ve iftirada bulunmaya da kabiliyetli; daima kalbimizin bir yerinde insaniyet ve hayır meleği yatıyorsa, öbür köşesinde de zulüm ve ihanet ejderi uyuyor.