Kimiz biz?
Mütevazı, vefalı, misafirperver, saygılı. Bugünlerde içinin boşaldığı, birinin ise İstanbulda semt adı olarak kaldığı değerlerimiz?
Sahi neydi bunlar, unutmak üzereyiz belki de unuttuk çoktan.
Biraz da nankörüz. Olsun. Hepimiz insanoğluyuz. Görmezden geliriz. Duymazdan geliriz. Hatrımızda yer vermeyiz. Korkumuzdan...
Ama kimden?
Üsttekilerden, yukardakilerden, karanlıkçılardan... Hangi tabiri kullanmak isterseniz artık.
Mustafa Güzelgöz. Ürgüplü. Okumanın değerini kavramış.
Nam-ı diğer Eşekli Kütüphaneci. Köylülerinin öğrenmesini, gelişmesini isteyen sade bir vatandaş. Eşeğiyle köy köy dolaşıp sandıklarındaki hazineyi insanlarına okuması için getiren kütüphaneci. Emekçi desek daha doğru sanki?
Önce ön yargılarla savaştı. Sonra maddi yoksunlukla. Kapı kapı dolaştı köylerinin bir kitaplığı olsun diye. Neden kitaplık? Çünkü kitaplığı olursa bir köyün köprüsü de yolu da çeşmesi de elbet olurdu. Cam çerçeve, kitap, dergi, kitaplık, sandalye, masa... Binbir zorlukla temin etti hepsini.
Sonra ünü yayılmaya başladı. İlkin diğer köylere, Ankaraya ve nihayet Amerikaya.
Ama bizde meyve veren ağacı taşlarlar. Mustafa amcamızı da vazgeçirdiler sevdasından. Tozlandı rafları, kitaplığa gelenler gelmez, yolda selam verenler selam vermez oldu.
Eşekli Kütüphaneci kitap sevgimizi bize tazeletecek bir kitap. Biraz da düşünmemizi istiyor.
Güzel Türkiyemizde Mustafa Güzelgöz gibi kitap sevdalılarının, okuma aşkı taşıyanların sayısının artması dileğiyle.
Herkese iyi okumalar dilerim.
Meltem Beyazgül kaleminden 
Buluttan Düşler Koleksiyonu kitabının yorumu ile geldim
Birinci ayın artık son kitabına geldik. Güzel dolu dolu bir ay oldu. Önümüzde ki ayın listesini oluşturma vakti de geldi. Ama önce bu güzelliğin yorumuna geçelim
Okumayı sevdiğim türlerden biri de denemelerdir. Okumaktan keyif aldığım, yazarın zorlanmadan
