Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
224 syf.
·
Puan vermedi
Dövüşmeye, kendini bulmaya cesaretin var mı? Derin anlam içeren, fazlaca düşünülmesi gereken bir kitap. Tyler başlı başına psikolojisi bozulmuş bir karakter. İnsomnia, şizofreni ve kişilik bozukluğu. Onun kişiliğinin analizleri, iç dünyası, gördüğü halisülasyonlar, kendini tanıyamama durumu beni etkiledi. Kendimi bi an onun yerinde hissettim. Kafayı yedirtecek bir düşünce bu. Okurken cesaretlenip siz de bir şeylere baş kaldıracaksınız.
Kitaplardan pembe olumlamalar bekleyen kişilerdenseniz okumanızı tavsiye etmem. Gerçeklerden kaçmayı sevenlerdenseniz hiç tavsiye etmem. İnanışlarınızın, görüşlerinizin, sahteliklerinizin sert bir balyoz darbesiyle yıkılmasını istemiyorsanız kitabı elinize dahi almayın zira arka kapak yazısı bile beyninizi allak bullak edebilir. İnsomnia hastalığının pençesinde yaşamaya çalışırken gecelerini yazarak geçiren bir yazar Cioran. Rumen olmasına rağmen Fransızca yazdığı ikinci, basılan ilk eser de Çürümenin Kitabı. Denemeler serisi aslında. Yeri geldiğinde uzun yeri geldiğinde kısa denemeler. Var oluş üzerine, nihilizm üzerine, Tanrı ve intihar üzerine, ölüm üzerine; müzikten, şiirden, mağaradan, yalnızlıktan, fanatizmden, tarihten, ütopyadan, melankoliden, itaatsizlikten ve daha nicelerinden yararlanarak yazılar yazmış. Tek solukta bitirmesi imkansız, başlayınca bırakması daha da imkansız. İyi bir felsefe okuyucusu olmayan birinin okuduklarını anlaması için cümleleri en az üç kere okuması gerekecek. Kaleminizi, ayracınızı ve battaniyenizi yanınıza alıp gecelerinizi feda ederek okuduğunuz takdirde Cioran'ı az çok anlayabilirsiniz. Bir şeyleri görmek mi istiyorsunuz? Alın size gerçekler. Hem de olabilecek en karmaşık ve beyin yakan aforizmalar eşliğinde.. İyi sarsılmalar :)
Çizimleri ve olay örgüsüyle size yolunuzu kaybettirebilecek tarzda şekerleme tadında bir çizgi roman var karşımızda:)
Nadir kitap uzmanı Peter Kolinsky, namıdiğer Bay Kahve-Bailey's var sahnede.
:)
İnsomnia (uykusuzluk hastalığı) sorunu olan, her gün işe geç kalarak herkesin dikkatini üzerine çeken ve bu durum karşısındaki şikayetler dile getirildiğinde, "Hayır, bak, ben iznimi bu şekilde kullanıyorum. Yılda üç hafta izin yapmak yerine, günde iki saat geç geliyorum ve hesap, aynı kapıya çıkıyor." diyen bu çılgın karakterle yapılan kısa bir yolculuk:)
Aaah şu adama kahvesini verin artık :)
Murakami'nin okuduğum ilk eseri. Bir çırpıda kendine ve karaktere bağlıyor sizi. Ana karakterin bir karabasanla (bunun da çoğu yerde kullandığı gibi-metafor-olduğu kanısındayım), depresyona girişini, dissosiasyon ve nevrotik nöbetlerini öylesine doğal aktarmış ki kayıtsız kalmamak elde değildi. Etkileyici benzetmeler ve metaforların egemen olduğu yalın bir psikolojik aktarım. Ayrıca illüstrasyonlarla sizleri meseleye bağlaması da bir o kadar keyifli. Uykunun aslında baskıladığı ağır psikopatik oluşumu gözler önüne seriyor. Kitabın sonrasında, 2002 yapımı başrollerini Al Pacino ve Robin Williams'ın paylaştığı sağlam bir NOLAN filmi olan INSOMNIA şiddetle tavsiye edilmektedir.
Gerçekten fiziksel acı duymak insanı sınırlarının dışına çıkarır mı? İş hayatının, aşk hayatının ve genel olarak tolumun koyduğu sınırları aşmanın en kolay yolu acı çekmek midir?
Kitap hakkında kısa bir bilgilendirme yaparak devam edeyim: Chuck Palahniuk, otomobil tamirciliği yapan birisi iken katıldığı bir edebiyat topluluğu için bir kısa hikaye
Chuck Palahniuk' un okuduğum ilk kitabı. Farklı ve güzel bir kurgusu olan bir kitabın dili de gayet sade ve anlaşılır.
Kahramanımız, maddi açıdan sıkıntısı olmayan, ama yaşadığı hayatttan nefret eden insomnia hastalığına yakalanmış tek başına yaşayan ve sık sık seyahat eden bir adam. Kendisini soyutladığı topluma yakınlaşabilmek ve iç huzurunu kazanabilmek için farklı bir yol izler.
Çeşitli hastalıklara yakalanmış insanların katıldıkları destek gruplarına katılarak onların sıkıntılarını dinleyerek biraz olsun rahatlamaya uğraşmaktadır. Ta ki bu toplantılara katılan Marla adındaki bir kadınla tanışıncaya kadar...
+18 bazı anlatımlar da olmasaydı herkese okuması için tavsiye edebilirdim.
Sokağın arasından zar zor sıyrılıp haykırdım: "Cehennemin ne mükemmel bir parodisi ama!"
Uzun bir zamandır inceleme yapmayı bırakmama rağmen bu kitap hakkında bir kaç şey söyleme gereği buldum kendimde. Uykusuzluk, umutsuzluk, ölüm, hiçlik temalarının işlendiği bu son kitapta Emil Cioran'ın diğer kitaplarından derlenen aforizmaları ve
Dövüş Kulübü
her ne kadar filmi yapılan çoğu yapıtın kitabı yansıtmadığı yadsınamaz bir gerçek olsa da chuck palahniuk insomnia hastalığından muzdarip bir yazardır. dolayısıyla kitap akış itibariyle kesik ve çoğu noktada yarım bırakılmıştır. dolayısıyla okunduktan sonra film izlenirse veyahut film izlendikten sonra kitap okunursa, birbirlerini oldukça güzel tamamlıyorlar.
İlk dövmesi olarak, koluna ‘Marla Singer’ portresi kazıtan, ‘Fight Club’ manyağı biri geldi, açılın. Bu inceleme için geç bile kaldım. Film konusunda da bazı eleştirilerim olacak, ama onun dışında bulunduğumuz site sebebiyle tamamen kitap üstüne yoğunlaşacağım. İncelemenin spoiler içerdiğini söylememe gerek bile yok. Ama ben yine de