Kim olursa olsun, insan daima, her yerde akılla çıkarın buyurduğu gibi değil, canının istediği gibi hareket etmeyi sever; arzularımızın çıkarlarımıza tamamıyla ters düşmesi de mümkün, hatta bazen zorunludur (bu şahsi düşüncem).
Hiçbir sınıflamaya giremeyen, çeşitli sistem ve nazariyeleri cehenneme yollayan, daima yok sayılan en faydalı, en önemli çıkarlarımız, hudut tanımayan hür bir irade, vahşi de olsa kendine mahsus bir kapris, bazen bir kışkırtmayla çılgınlığa varabilen, ama özgün bir hayal kudretidir.
Doğru amaçlar için savaşmanın iyi bir şey olduğu, kendine hükmetmenin akıl için ne denli önemli olduğu unutulmamalıdır. İrade terbiyesinin gerekliliğini ve getirisini düşünen herkesin bu işi hayatlarının odak noktasına koyarak kendisi için en önemli mevzu haline getirmesi gerekir.
Bossuet 'nin vurguladığı gibi, her güne birazcık yeter, eğer her gün bu birazcığın üstesinden gelinirse: Eğer hiç durmazsak en yavaş tempoyla bile yolun sonuna ulaşırız. Zihinsel çalışma için önemli olan düzenlilik değil ama devamlılıktır. Deha uzun bir sabırdan başka bir şey değildir, derler. Bütün büyük çalışmalar kararlı bir sabırla tamamlanmıştır.
Kader insana benzer; eğer bize yaptıklarından etkilenmediğimizi ona gösterirsek o zaman bizi rahat bırakır. İşte bu yüzden yalnızca şunu düşünecek irade gücüne sahip olmalısın: Fernando’yu seviyorum, başka hiçbir şey önemli değil.
Eğer bunu yapamıyorsan, henüz sevmeyi bilmiyorsun demektir.
Hocaların bilmesi gereken bir şey var;eğitimde en önemli şey dersleri değildir. Genellikle kendileriyle çelişen, konuları arasında bağlantı olmayan, o muhteşem görünümlü derslerin hepsi öğrencinin bir saatlik şahsi çabasına değmez. Yüksek öğretimin en kıymetli yönü öğrencilerin pratik çalışmalarıdır.
Aşkın insan hayatında çok önemli bir yeri vardır. Belli bir yaşa gelince, hızlıca yaşlanmaya başlayınca her şeyin boş sadece aşkın kaldığını fark ederiz.
Hz.İsa'nın doğumundan önce Filistin bölgesinin genel coğrafi yapısı üzerinde durulmuştur.Yahudilerin bu bölgedeki nufusları,gelenekleri,inançları,kültürleri tarihsel bağlamda ele alınmıştır.Özellikle Yahudi inancında yer edinmiş olan mezhepleri,dini oluşumlar önemle vurgulanmıştır.Bunlardan en etkili olanlar Ferisiler,Sadukiler,Eseniler ve Zealotlardır.
Hz.İsa'nın Ferisi olduğu yönünde rivayetler vardır.Ferisiler inançları ve siyasi güçleri itibariyle önemli bir mezheptirler.Kadere inanırlar.İnsanın irade ile donatlmış olduğunu düşünürler.İnsan ruhunun ölümsüzlüğüne ve insanın kötülük ve iyiliklerinden ötürü cezalandırılacağına inanmaktadırlar.
Ferisilerin içinde yetişen kendisi de koyu bir yahudi olan Saul (Pavlus) ile ilgili yazar daha detaylı bilgiler paylaşabilirdi.Sanırım kitap bir özet niteliğinde olduğundan ötürü bu detaya girmek istememiştir.Oysa Ferisi olan Pavlus dini bir kimlik olmaktan ziyade siyasi bir kimliktir.Gerek Baş rahip ile olan bağlılığı gerekse yahudi kral olarak bilinen herodeslerle olan bağlılığı bu bağlamda değerlendirilebilir.
İsa'nın bir yahudi olduğunu görüyoruz.Yahudiliği ortadan kaldırıp yeni bir din getirme misyonunun olmadığı ve kendisini Tanrının oğlu olduğunu söylemediği belirtiliyor.
Bu kadar özet yeter.Okuyun güzel bir kitap.