Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MEHMET SADIK ARAN VE TAHSİN DEMİRAY Şu geçen aylarda, bizi ilgilendirmesi gereken iki kişi, aramızdan göçüp gitti: Azerbaycanlı Mehmet Sadık Aran ve Türkiyeli Tahsin Demiray, “Bizi ilgilendirmesi” demekten maksadım ikisinin de Türk milliyetçisi olması, bu yolda çalışıp uğraşmaları, yazılar yazmaları ve hizmet etmeleri bakımındandır. Ayrıca beni
Bugün, Kerkük Azerileri ile İran Azeri ve Türkmenleri dışında Arap alfabesini kullanan Türk halkı kalmamıştır denilebilir.
Sayfa 82 - Simurg YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mart 1918'in sonunda Bakû Sovyet'inde bir olay Azeriler ile Ermeniler arasındaki karşıtlığı artırmıştı. Baku'ya İran'dan Kafkas Süvari Tümeni'nden bir müfrezeyi taşıyan bir gemi gelmiş ve Bolşevikler, buraya çıkmadan önce silahlarını teslim etmelerini emrederek komutanlarını tutuklamıştı. Bunun üzerine Azeriler, Ruslar ile Ermeniler silahlı olduklarından onların da askerî birlikleri olması gerektiğini talep ederek protestoda bulunmuştu. Şahumyan'ın Sovyet'inin (Bolşevikler, Sol SR'ler ve Taşnakların koalisyonu) yanıtı Azerbaycan mahallesini bombalamak olmuş ve Bolşevik devrim komitesi Müsavat'a saldırı çağrısında bulunmuştu. Ermeni birliklerinin Azeri protestocuların üzerine iki günlük saldırısı Azerileri teslim olmaya zorlamıştı. Azeriler, sokak çatışmalarında 12.000 Müslüman'ın öldüğünü iddia etmiştir. Bu "Mart Günleri" Bolşeviklere Bakû'daki tüm "burjuva" gazetelerini kapatma, Ermeni birliklerini terhis etme ve onlara kentin tam kontrolünü vermiş bir darbe gerçekleştirme ve yenilenmiş bir azimle "Sovyet iktidarını", Bakû petrol sanayinin ulusallaştırılması da dahil olmak üzere tüm yönlere yayma bahanesi vermiştir.
Sayfa 407 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Farsçanın devlet dili olması onun tüm İran sahasında üst dil hâline gelmesine sebep oldu. Bu yüzden yerel halklar (Farslar ve diğerleri) Türkçeyi öğrenmekte daha gayretsiz davranırken Türkler Farsçayı daha hızlı öğrendiler. İran'ın yerli halklarının Türklerle (-Devletle) temas kurmak için Farsçayı kullanmaları yeterliydi. Bu da ister istemez Türkçe'nin baskın dil olmasına engel oldu. Kaldı ki Türkler yerel dillere ve kültürlere karşı son derece müsamahalıydılar. Bundan dolayı Azerbaycan'a Türkler geldiğinde sayıca az da olsa varlığı iddia edilen yerel halklar (örneğin Azeriler) Türklerle dil bağı kuramadılar yani onlarla Türkçe konuşmaya ihtiyaç duymadılar. Bu yüzden Azerice -veya başka yerel ağızlar-Türkçe'nin tesirinde hiç kalmadı. Bunun yerine devlet dili Farsça'nın -zaten aynı dil grubunda olmaları hasebiyle- içinde kolaylıkla eriyip kayboldu. Bundan dolayı kayıp Azerice kelimeleri (ve Azerileri) Türkçenin (ve Türklerin) içinde değil Farsçanın (ve Farsların) içinde aramak daha doğru bir yol olur.
Sayfa 146 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra siyasî ortam, hem Anadolu’da hem Kafkasya’da büyük ölçüde değişmişti. Çarlık imparatorluğu devrim rüzgârlarıyla yok olmuştu. Osmanlılar da, imparatorluklarından geriye kalan parçaları bir araya getirmeye çalışıyorlardı. Osmanlılar, kısa süren ilk işgalleri sırasında, İran Azerîleri arasında Pantürkist propaganda yapma fırsatı bulmamış olsalar da, İT, 1917 devriminin yarattığı fırsattan ve eski düşmanlarının çöküşünden yararlanıp, kuzey İran’da artık yeni bir Pantürkist kampanyaya girişti.
İletişim Yayınları, e-kitap - Kendini Yeniden Kurmak, Ötekini Reddetmek: Pantürkizm ve İran Milliyetçiliği, Touraj AtabakiKitabı okudu
İran Azerileri her ne kadar çoğunlukla kuzeybatı bölgesinde yer alan Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan ve Erdebil vilayetlerinde yoğunlaşsalar da genel olarak bütün İran’a yayılmışlardır. Farslardan sonra en büyük etnik grup olan Azeriler özellikle ticaret ve sanayi alanında çok etkin olup, İran ekonomisinde önemli bir güce sahiptirler. Genel olarak Şii’dirler ve başta İran’ın hâlihazırdaki dini lideri Ali Hamanei örneğinde olduğu gibi önde gelen birçok din adamı Azeri’dir. Mezhepsel duyarlılıklarının yüksek olması Azerileri rejime yakın tutsa da kültürel haklar konusundaki şikayetlerinden ötürü özellikle son yıllarda milliyetçi duyguları oldukça güçlenmiştir.
Sayfa 72 - AzerilerKitabı okudu
Reklam
Adı Ülkesinin Tarihinden Çıkarılmak İstenen Adam: Ebulfez Elçibey
Adını duyamazsınız, birkaç kişi dışında anlatanı, bahsedeni bulunmaz. Hayatını vakfettiği, kanıyla, canıyla kurduğu ve ihtiraslarından sıyrılıp kimsenin yapmadığını yapıp makam, mevki ve kudreti bırakıp sıradan bir insan olarak köyüne döndüğü bilinmez. Hasretinden, sevdasından ve yılmaz mücadelesinden konuşulmaz. Adına destanlar, türküler