Bırakın da, şu pusulası şaşmış hayatımın sonuna kadar size kalbimi açtığım günün hatırasıyla yaşayayım; içimde, bana acıyıp üzüleceğiniz bir şeylerin kalmış olmasıyla teselli bulayım.
Desteğinizi ihtiyacım var 😊
YouTube kanalımda kitap ve film yorumlarımı paylaşıyorum. 😊
Destek olmak isterseniz bu gönderiyi alıntılayarak takipçilerinizle paylaşabilirsiniz.
Mesaj ve yorum bolumunden kitap önerilerisinde bulunursanız memnun olurum.
Kanalımı incelemek isterseniz: youtube.com/@muhammed.tatli...
Kitap “Ertesi gün hiç kimse ölmedi.” diye başlıyor. Ve evet ölümün öldüğünü yani insanların ölemediğini düşünün. Başta kulağa çok hoş gelse de zamanla insanların ölümü görevini yapmaya çağıracakları gerçeği karşılıyor bizi. Beni çok etkileyen bir yapıttı. Yazarın diğer kitapları da bu minvalde sanıyorum. Artık bolca Saramago okuyacağız sanırım :)
Kitap yazarının deyimiyle sıradan bir kent olan Cezayir’in Oran kentinde 1940’lı yıllarda vebanın baş göstermesiyle değişen hayatları, toplum düzenini, insanların inançlarını, psikolojilerini anlatıyor bizlere. Bi anda şehirde farelerin sebepsiz yere ölmeye başlamasıyla başlıyor olaylar. Herkese sıradan gibi görünürken yazarın son bölümde itiraf ettiği gibi kitabın anlatıcısı olan Dr. Rieux farelerin ağızlarından kanlar fışkırarak ölmesinin altında bir neden olduğunu anlar. Fare ölümlerinin bitmesinden birkaç gün sonra insanlarda vücutlarında kabarıklıklar çıkaran kan kusturan hastalık baş gösterir. Ve evet bu bir salgındır. “Veba”
Bizim de bir dönem aynılarını yaşadığımız salgın dönemini hatırlıyorsunuz kitabı okurken. Ve yaşananlara dışarıdan bakabilme şansını yakalıyorsunuz.
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 201519,9bin okunma