"Birçok hastalıkların sebebini hastanın vücudundan evvel hayatında aramak lazımdır. Yani hastalık çok defa kaderin aksiliklerine karşı ruhun ve onun peşinden vücudun isyanıdır."
"Çaresizlik ve tehlike anları vardır ki o zaman çırpınmaya ve haykırmaya gelmez. Batar insan ve boğulur. Marifet o anları geçirmektir. Sonrası gittikçe kolaylaşır. Kadere teslim olmak lazımdır o anlarda. Menfi, miskin aciz bir tevekkül değildir bu. Anlıyor musun? İsyanın tekniğidir. Sabırdır. Müspet, enerjik, hedefli, iyimser bir sabır."
"Evlilik iki insan ne yaparsa odur. 'Evlilik, aynı zamanda eşin ailesiyle de evlenmektir.', 'Evlilik, iki kişinin ailelerinin de evlenmesidir.' gibi saçma laflar, bireylere toplum ve aile baskısını hissettirmek için uydurulmuş, gerçeklikten tamamen uzak söylemlerdir."
"Sünnet,nikah, düğün ve kına törenleri, erkek çocuğu,gelini, damadı,toplum karşısında bir "alt" olarak bize duyururlar; amaçları,toplumun gücünü ve birey olarak toplum karşısındaki acziyetimizi duygusal ve zihinsel anlamda pekiştirmemizdir."
‘’Yeryüzünde kırgın bir çocuk kalmayana dek yazacağım.’’ Cümlesini okuduktan sonra kitaba başlamadan önce sizi çocukluğunuza dair bir sorgulatıyor. Çocukluğu cehennem olarak tasvir ediyor yazar, bunun sebebini hiçbir durumun aslında tam olarak algılanamayışı olarak açıklıyor. Çocuğa dokunmanın, temas etmenin hatta gebelik esnasında istenen ya da
"Çocukken sevildiğini hisseden kişi, dünyada hiç kimse onu sevmese de bundan yaralanmaz ve artık yetişkin olarak kimsenin sevgisine, onayına ihtiyacı olmadığını bilir "
"Bir çocuğun mutlu yetişkine evrilebilmesi için anne baba olarak yapabileceğimiz tek bir şey ama tek bir şey vardır: Çocuğun kendisini değerli hissetmesini sağlamak."
"Problemli çocuklar yoktur; problemli ebeveynler, problemli öğretmenler, çok problemli toplumlar ve çok problemli okullar vardır. Çocuğu 'problemli' diye işaret ederek psikoterapiste getiren yahut gönderen kim ise problemin kaynağı da başta o, sonra, hiç sorgulamadan ona inanan kişilerdir."