Ömər on yaşında uşağın bütün səmimiyyət və ciddiyyətilə pıçıldadı:
Qiyamət günündə namusumuza görə gözükölgəli qalmamağa and olsunmu, Bəhruzə?
Min kərə and olsun?
Milyon kərə and olsun ?
Sayfa 31Kitabı okuyor
Yıl 2024 değişen hiçbir şey olmamış
Herkes, farkında olsunlar yahut olmasınlar, bir biçimde altının kölesi olarak yaşardı. Bu sarı parıltıda öyle bir güç vardı ki, tüketenleri düşünceleriyle, üretenleri de bedenleriyle köleleştiriyordu.
Sayfa 18 - Kapı Yayınları 500 - İskender Pala Bütün Eserleri 68
Sen gel şimdi gör
Lidya'da çıplak biri itibarını ve şerefini hemen kaybeder, köleliği kabul etmiş olurdu.
Sayfa 18 - Kapı Yayınları 500 - İskender Pala Bütün Eserleri 68
Bu yüzden askerlik hayatım boyunca yalnızlıkta bulduğum dostluğu maalesef hiçbir dostumda bulamadım. Bir çok insanla bir araya gelmek yerine, doğru tek bir insanı aramak gerektiğine inanıyordum, ama o hengamede bu insanı bulmak da o kadar zordu ki!...
Bütün aptallıklar, bütün kötülükler benlikten doğdu...
Sayfa 185Kitabı okuyacak
Kader gülümsediği zaman çok sevinmemeyi; kader gürlediği zaman da çok üzülmemeyi bilenlerdendi.
Sayfa 23
"Kalbini ferah tut; kimsesizlerin de bir kimsesi vardır..."
"Aldığın her nefes, keseden akmakta olan kum tanesi, kese ortalanmış ve sen kumu tükettin tut."
Bir kaldı
Her biri bir şeyi arayan yığınla insan gördüm. Her bir derdin, sonunda Bir olana vardığına orada inandım. Bir bir geliyor, bir bir gidiyor, geriye Bir kalıyordu.
Sayfa 115Kitabı okuyor
"Ben bir şehirde zulüm ve acılar varken asla mutlu bir insan olamam!"
Sayfa 36 - Kapı Yayınları 500 - İskender Pala Bütün Eserleri 68
Bir şey nefisle istenince kolay olmuyor, ama gönülden istenince hiç gecikmiyordu.
Saygıyla dillendirilmiş "sen" sözünün, menfaatle söylenmiş "ben" sözünden daha değerli olduğuna şahit oldum.
"Mutluluk herkesin istediği ama pek azının bulabildiği bir şeydi."
Sayfa 36 - Kapı Yayınları 500 - İskender Pala Bütün Eserleri 68
"Acemi hacıyı deve üstünde yılan sokar!"
Sayfa 77Kitabı okuyor
Posta güvercinlerinin de bir hikayesi varmış...
"...Haberci güvercinlerin eşlerine gittiklerini biliyordum. Yavruyken bir dişi bir erkek güvercin birbirine alıştırılır, sonra dişisi günü gelince geri dönmesi için erkeğinden ayırtılır ve gidecek haber için beklemeye alınırdı. Kaç yıl geçerse geçsin ve nerede olursa olsun günün birinde erkeğinin kokusunu taşıyan bir tüy kendisine koklatıldığında gider erkeğine kavuşurdu. Bu yüzden posta güvercinlerinin genellikle dişilerden seçildiğini ve güneşin yönünü izleyip havayı koklayarak yönlerini bulduklarını biliyordum. Tarih, iyi bir kuşbazın, güvercinlerin eşlerine karşı olan sadakat ve sevgilerini gizli haberleri için kullanabileceğinin örnekleriyle doluydu."
Sayfa 73Kitabı okuyor