520 syf.
·
Puan vermedi
MASUMİYET MÜZESİ/ ORHAN PAMUK
Orhan Pamuğa başlamak için doğru kitap mı? açıkçası bilemiyorum, çünkü diğer kitaplarına henüz şans vermedim. Kitap benim için elimi ayağımı titreten, kimin iyi niyetine inansam oradan vurulduğum,haklıyı haksızı bir zamandan sonra ayırt edemediğim türdendi.Ama şundan eminim ki kitabın neredeyse başından sonuna kadar Füsuna gıcıktım.Sonuna doğru
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202218 okunma
Değişim-Dönüşüm
Kendi hikayemizi yazmak ve var etmek için çabalamak yerine, neden bir başkasının hikayesinde öyle alelade bir obje olalım ki! Kendimiz olmak varken, neden başkasının ya da ötekinin cümlesinde yüklem olalım ki! Veya neden hep başkasına, ötekine, berikine veyahut etrafımızda bulunanların rengiyle boyanalım ki! Çünkü kendimiz olmaktan, kendimizin kabul görmeyeceğinden korkuyoruz. Aforoz edilmekten çekiniyoruz. Hatta o kadar korkuyoruz ki! Altımıza kaçırıyoruz. Sebep mi? Sebep en çok kendimize yabancılaşıp kimliğimizin iliklerinden sıyrılarak kendimiz dışında herkesi mutlu etmeye çalışıyoruz. Sanki onlar kabul edince mutlu olacakmışız gibi. Olamayacaksınız! Çünkü kendiniz olmadığınız sürece ne kendinizde ne de bir başkasında bir değer göreceksiniz. Ya da boş verin değer görmeyi! En son ne zaman kendiniz oldunuz! Maskelerinizi asıp, aynaya baktığınız yüze detaylı baktınız. Orada yaşadıklarınızı kabul etme cesareti gösterdiniz! Yapmadınız ve belki de yapmayacaksınız! Neden mi? Sürü olmaya alıştınız hatta o kadar alıştınız ki! Kurt içinize kadar girdi ve bunu çoban yaptı fark etmenize rağmen sustunuz. Çünkü hepinizde bana dokunmayan yılan bin yaşasın mottosu var. Helal olsun! Ama gün gelir yılan sizi yakalar hatta bu yüzden çoban sizi keser. Ancak o zaman sesiniz çıkar ve bir el beklersiniz ya da ses lakin unutmayın sürünün içindeydiniz! Onlarda size öyle davranacak! Asla kimse size yapılanı görmek istemeyecek. Ve gün gelip sürü bittiğinde çoban yeni sürü bulacak ve hepiniz unutulacaksınız! Buna hazır mısınız? Hazır değilseniz ya hazır olun ya da sürü olmaktan kurtulun!
Reklam
·
Puan vermedi
Ikigai'yi herkes okuduğu için ön yargılı yaklaşıyordum pek okuyasım yoktu ancak şu son zamanlarda motivasyona ihtiyacım olduğu için bir şans vermeyi düşündüm. Kitap ilk olarak Ikigai'nin ne anlama geldiğini anlatarak başlıyor. Kısaca, yaş aldıkça genç kalma sanatı anlamına geliyor. Kelime kökeni baktığımızda "iki” hayat anlamına gelirken “gai” de amaç, gaye anlamlarına geliyor. Japonların şu klasik genç kalma amaçları daha fazla yaşamak ve dolu dolu yaşama sanatlarından biri işte. Ancak asla pes etmemek ve olumsuz durumlar karşısında da mutlu olabilmenin formüllerini veriyor. Kitapta Japonya'da uzun ve mutlu yaşamın on kuralı ise şu maddeler altında açıklanıyor: 1. Aktif kalın, emekli olmayın. 2. Ağırdan alın. 3. Midenizi tıka basa doldurmayın. 4. Çevrenizde iyi arkadaşlarınız olsun. 5. Bir sonraki doğum gününüze kadar şekle girin. 6. Gülümseyin. 7. Doğayla tekrar bağlantı kurun. 8. Teşekkürlerinizi sunun. 9. Anı yaşayın. 10. Ikigainizi takip edin. Son olarak da kendi ikigainizin ne olduğunu bilmiyorsanız, göreviniz onu keşfetmek olsun demiş yazarımız. Tamam güzel hoş da bazı noktalar çok pollyanna geldi bana. Bazı noktalar da ise söyledikleriyle rahatlattı, yalnız olmadığımı anladım. Akıcı, su gibi giden bir kitap şans vermeye değer.
Ikigai
IkigaiFrancesc Miralles · Penguin Books · 201719,2bin okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ne hissetmem gerektiğine karar veremiyorum.. Yazardan okuduğum ilk kitap bu. Aslında kitabın konusunu ilk okuduğumda kendi hayatım ve yaşadıklarım yüzünden bu kitabı almamam, okumamam gerektiğini düşünüyordum. Bir hapishane de üstelik hepsinin de cinayet suçu ile bulunduğu bir koğuştaki insanların hikayesini okuyamam gibi gelmişti. O insanlara empati besleyemem, katlanamam gibi.. Ama görüldüğü üzere aldım bir şekilde kitabı ve okudum. Pişman oldum mu? Pek değil. Kitabın karakterlere olan nötr yaklaşımı en azından benim vicdan azabı çekmeden son sayfaya varabilmemi sağladı. Yazar kader mahkumu dramı ile bizi onlara acımaya zorlamamış. Tabi çoğu incelemede karakterleri sevdiklerinden bahsetmiş insanlar. Mesela Mesut Hoca.. Ben sevemedim kendisini. Ne olursa olsun tüm hikaye boyunca hele hele kendi cinayetini anlatırken onun hüznünü paylaşabilmem asla mümkün değildi. Kendi korkaklığının bedelini başkasına ödetip üzgünüm pişmanım diyemezsin. Hakkın yok ne mutlu olmaya ne af dilemeye. Sinirlendim bak yine neyse.. Barana ise bambaşka bir karakterdi. Sanırım kitapta sevdim diyebileceğim tek karakter oydu. Hikayesi hep boşlukta süzülen, neyin gerçek neyin yalan olduğunu anlayamadığımız Barana bana gerçek bir gri karakter gibi hissettirdi. Sonuç olarak bu inceleme manasız ve saçma oldu. Benim dışımda okuyup bir mana çıkarabilen olur mu sanmam. Kendim için yazdım sadece sanırım. Bana bir hatıra olsun geriye dönüp okurum bir zaman sonra diye. Neyse, sade anlatımlı güzel bir hikaye okumak isteyenler bir şans verebilir diyip bu incelemeyi bitirelim artık. İyi okumalar..
Kara Sis
Kara SisKemal Varol · Everest Yayınları · 2021949 okunma
Bu dünyadaki gerçek düşünce insanları asla iyi giyinmez. Son moda giyinmek, takıp takiştırmak ve hava atmak onlar için zaman kaybıdır. Sürekli mutlu ve süslü görünmek çok çaba konsantrasyon ve enerji gerektirir. Böyle birine rastlarsanız neyden kaçtığını sorun.
336 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Selamlar. Serinin son kitabını da okumuş ve bir hikayenin daha sonuna gelmiş bulunuyorum. Ben son kitabı ilk iki kitaba göre çok daha etkileyici buldum. Dramıyla, aksiyonuyla, neşesiyle, aşkıyla birlikte çok daha güzeldi bence. Lia ve Adrian arasındaki ilişkinin daha sağlıklı bir şekilde gelişmesini okumamız benim çok hoşuma gitti. O toksik
Yalanın Yangını
Yalanın YangınıRina Kent · Ren Kitap · 2023538 okunma
Reklam
1.000 öğeden 531 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.