Sözleşme’de sıklıkla ifade edilen kadın-erkek eşitliği, modernite etkisindeki pek çok düşünce ve hareket için olduğu kadar kadın hakları hareketleri için de temel bir hedef hâline gelmiştir. Bu hedefi gerçekleştirmek için oluşturulan fikriyat, tarihsel kadın anlayışını ve bu anlayışın taşıyıcısı olarak görülen dini, doğrudan veya dolaylı olarak sorumlu tutmaktadır. İslam'ın kadın ile erkek arasındaki eşitliğin önünde büyük bir engel olduğunu ileri süren bu tür yaklaşımların üç temel esası göz ardı ettiği söylenebilir. Birincisi; tarihsel koşullarda üretilen bazı düşünce ve tecrübeler, İslam’ın evrensel görüşü olarak gösterilemez. İkincisi; kadın, erkek ve ikisi arasındaki ilişkilere dair bugün oluşan telakki de son tahlilde tarihseldir ve bugünkü anlayış esas alınarak tarihsel tecrübeler bütünüyle mahküm edilemez. Üçüncüsü; dini, kültürel, politik ve toplumsal farklılıkların aynı tarihsel dönemde bile farklı telakkiler ve tecrübeler doğurabileceği ihtimal dışı görülemez.
Doç.Dr.Mahsum AytepeKitabı okudu
(kadın) gelişmiş olarak kabul ettiğimiz birçok ülkede bile sırf cinsiyetlerinden dolayı erkeklerden daha az maaş almakta, iş güvenliği gibi hakları erkeklere kıyasla çok daha az karşılanmakta, ortaya koydukları emeğe karşılık daha az mülk sahibi olmaktadırlar.
Geri160
602 öğeden 601 ile 602 arasındakiler gösteriliyor.