Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslam Hukukunun Bugünü ve Yarını
Batılıların, müslümanlarla bir arada eşit vatandaşlık statüsünde yaşamaya başlaması ve bilhassa dünya barışını tehdid eden terör hâdiselerinin dinî kisveye büründürülmesi, gerek Batılıların, gerekse Müslümanların İslâm dinini ve bu dinin tatbiki demek olan şer'î hukukunu iyice ve doğru öğrenmeleri zaruretini doğurdu. Bilhassa İslâm hukukunda
Sayfa 573Kitabı okudu
Bu dernekler masum isimler altında insanlara yanlış şeyleri pazarlıyorlardı. Kadın hakları... Kadın erkek eşitliği... Erken evliliğe hayır... Kadın erkek ilişkilerine özgürlük... İçi şeytani söylemlerle dolu bu sloganlar öylesine yaygınlaşmıştı ki, artık bu dernekler basında kolayca seslerini duyurabiliyor, modernleşme ve ilerleme bahanesiyle fitne saçan fikirlerini satışa çıkarabiliyorlardı. İslam'ın artık geride kaldığını bile savunur hale gelmişlerdi. Halbuki İslam onların zannettiğinden daha şerefli ve aziz bir dindir. İslam, kadınların onuru ve şerefini korumak için sanılanın aksine onlara daha fazla hak ve özgürlük vermiştir. Bu dernekler, kadın haklarını koruduklarını iddia ediyorlardı ama aslında kadını güzellik şirketlerinin bir metası haline getiriyorlar, onu ucuz bir eşya gibi görerek sistemin kölesi olmaya mahkûm ediyorlardı. Hicabı bir kenara atmasını istiyorlar, çıplak vücudunu ürünlerini pazarlamak için kullanıyorlardı. Sonra da al sana fitne fücur.
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Müslüman kadın bilmelidir ki Fransız Devrimi 18. yüzyıl sonlarında “İnsan Hakları Beyanname” sini ilan ederken bunu: “erkeğin hakları” başlığı ile ilan ediyordu. Bu bildirgenin birinci maddesi aynen şöyleydi: “Erkek hür olarak doğar, köleleştirilemez.“ Sonra ”ve kadın“ kelimesi eklenmesi için çalışmalar yapılmışsa da bu girişimler reddedilmiştir ve Fransız Devriminin hürriyet ilanı ilgili birinci maddesi: “Erkek hür olarak doğar, köleleştirilemez.” cümlesiyle sınırlı kalmıştır.
İslam, on beş yüzyıldan beridir hem de tarihte ilk defa kadın haklarını tamamen ilan etmiş bir dindir. Daha dünya; İnsan Hakları Örgütü’nün, İnsan Hakları Beyannamesi’ni tanımadan asırlarca önce, Müslüman kadın insan haklarından tam olarak yararlanmıştır.
Kudüs, öncelikli hakları olsa da yalnızca Filistinlilerin değildir. Ümmetten önce onu koruması gereken kimselerin olmalarına karşın sadece Arapların da değildir. Aksine Kudüs, yeryüzünün doğusunda veya batısında, kuzeyinde veya güneyinde olsun, yöneten ve yönetilen, tahsilli veya tahsilsiz, zengin veya fakir, erkek veya kadın olsun bütün Müslümanlarındır. Herkes konumu ve imkanı nispetinde kendine düşen görevi yapmakla sorumludur. O halde ey İslam Ümmeti! Bıçak kemiğe dayanmış durumda, tehlike sirenleri de Kudüs ve Mescidi Aksa için çalıyor, Artık Uyanın!
Reklam
Meclisteki milletvekillerinin İslam kanunlarına ters düşen hiçbir kanunu, ister aslî, ister ferî meselelerde olsun onaylama hakları yoktur. Şayet kadın - erkek eşitliği gibi İslam’a ters düşen bir kanuna muvafakat ederlerse, İslam dininden çıkarlar. İslam’a muhalefet olan en basit meselede bile milletvekillerinin karşı çıkması gerekir. Şayet karşı çıkmaz, İslam’a ters olan meseleye razı olursa ve onu imzalarsa işte bu davranışı İslam’dan çıkmaktır. Çünkü millet meclisi yasama meclisidir, kanun koyma yeridir. Allah’ın kanununu bertaraf edip yerine kanun koyarak uluhiyet makamına gölge düşürmeye kalkışır.
Sayfa 160 - buruc
Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Genç bir kız Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve sellem'e geldi ve şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasulü! Babam, hakirliğini giderip itibarını yükseltmek için beni kardeşinin oğlu ile evlendirdi. Bunun üzerine Allah Rasulü evlenme işini kıza bıraktı. Ardından kız şöyle dedi: Ben, babamın teklifini yerine getirdim. Fakat ben, (bu meselede)
Sayfa 137 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Şeriatçının: "İslam, köleliği, insanlık haysiyetini çiğnetici bir kuruluş olmaktan çıkardı" şeklindeki iddiasına gelince, bu da yalandan ibarettir; zira İslami emirlere göre köleler, köle olmayanlara oranla pek çok hususta aşağı kılınmışlardır. Örneğin kölelerin (ve cariyelerin) ibadet hakları ve hukuki sorumlulukları az olduktan gayrı, efendilerinin onlara karşı cezai sorumlulukları da pek sınırlıdır. Cinayet işleyen birine karşı kısas uygulandığı halde, cariyesini öldüren kişiye uygulanmaz ve bu kişi kısas olarak öldürülemez; zira Kur'an'a göre kısas: "Hür ile hür, köle ile köle ve kadın ile kadın'dır". (K. Bakara, 178; Mâide, 45) Köle (ya da cariye) öldüren kimseye "ta'zir" (azarlama) cezası uygulanır.
Kur'an ve Kadın
Bu Batılı "fanatizm”in tipik bir örneği, İslâm'da kadının durumuyla ilgili polemiklerdir. Bir kere daha, şöyle ikili bir ayırım yapmamız yararlı olacak: Kur'ân'ın hükümleri ile Müslüman ülkelerdeki uygulamayı birbirinden ayırmak, bu birincisi; ikincisi de, Hıristiyan halkların gerçekteki uygulaması ile Müslüman halkların
432 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.