İslam, on beş yüzyıldan beridir hem de tarihte ilk defa kadın haklarını tamamen ilan etmiş bir dindir. Daha dünya; İnsan Hakları Örgütü’nün, İnsan Hakları Beyannamesi’ni tanımadan asırlarca önce, Müslüman kadın insan haklarından tam olarak yararlanmıştır.
Kudüs, öncelikli hakları olsa da yalnızca Filistinlilerin değildir. Ümmetten önce onu koruması gereken kimselerin olmalarına karşın sadece Arapların da değildir. Aksine Kudüs, yeryüzünün doğusunda veya batısında, kuzeyinde veya güneyinde olsun, yöneten ve yönetilen, tahsilli veya tahsilsiz, zengin veya fakir, erkek veya kadın olsun bütün Müslümanlarındır. Herkes konumu ve imkanı nispetinde kendine düşen görevi yapmakla sorumludur. O halde ey İslam Ümmeti! Bıçak kemiğe dayanmış durumda, tehlike sirenleri de Kudüs ve Mescidi Aksa için çalıyor, Artık Uyanın!
Reklam
Meclisteki milletvekillerinin İslam kanunlarına ters düşen hiçbir kanunu, ister aslî, ister ferî meselelerde olsun onaylama hakları yoktur. Şayet kadın - erkek eşitliği gibi İslam’a ters düşen bir kanuna muvafakat ederlerse, İslam dininden çıkarlar. İslam’a muhalefet olan en basit meselede bile milletvekillerinin karşı çıkması gerekir. Şayet karşı çıkmaz, İslam’a ters olan meseleye razı olursa ve onu imzalarsa işte bu davranışı İslam’dan çıkmaktır. Çünkü millet meclisi yasama meclisidir, kanun koyma yeridir. Allah’ın kanununu bertaraf edip yerine kanun koyarak uluhiyet makamına gölge düşürmeye kalkışır.
Sayfa 160 - buruc
Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Genç bir kız Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve sellem'e geldi ve şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasulü! Babam, hakirliğini giderip itibarını yükseltmek için beni kardeşinin oğlu ile evlendirdi. Bunun üzerine Allah Rasulü evlenme işini kıza bıraktı. Ardından kız şöyle dedi: Ben, babamın teklifini yerine getirdim. Fakat ben, (bu meselede)
Sayfa 137 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Şeriatçının: "İslam, köleliği, insanlık haysiyetini çiğnetici bir kuruluş olmaktan çıkardı" şeklindeki iddiasına gelince, bu da yalandan ibarettir; zira İslami emirlere göre köleler, köle olmayanlara oranla pek çok hususta aşağı kılınmışlardır. Örneğin kölelerin (ve cariyelerin) ibadet hakları ve hukuki sorumlulukları az olduktan gayrı, efendilerinin onlara karşı cezai sorumlulukları da pek sınırlıdır. Cinayet işleyen birine karşı kısas uygulandığı halde, cariyesini öldüren kişiye uygulanmaz ve bu kişi kısas olarak öldürülemez; zira Kur'an'a göre kısas: "Hür ile hür, köle ile köle ve kadın ile kadın'dır". (K. Bakara, 178; Mâide, 45) Köle (ya da cariye) öldüren kimseye "ta'zir" (azarlama) cezası uygulanır.
Kur'an ve Kadın
Bu Batılı "fanatizm”in tipik bir örneği, İslâm'da kadının durumuyla ilgili polemiklerdir. Bir kere daha, şöyle ikili bir ayırım yapmamız yararlı olacak: Kur'ân'ın hükümleri ile Müslüman ülkelerdeki uygulamayı birbirinden ayırmak, bu birincisi; ikincisi de, Hıristiyan halkların gerçekteki uygulaması ile Müslüman halkların
Reklam
331 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.