Işidin tarihçesi islam dünyasında 1979’da Afganistan’ın sovyet işgaline verilen bir cevap olarak tezahür eden “cihad” anlayışına dayanmaktadır
Beççe-i Saka olayı ve Türkistanlılar
Kendisini Afgan Kralı ilan eden Amanullah Han, İtalya Hükümeti’nin daveti üzerine, 1927 yılı Aralık ayından itibaren, büyük bir Avrupa turuna çıktı. Sovyetler Birliği de dâhil olmak üzere, birçok Avrupa ülkesini dolaştı . Özellikle Türkiye ziyareti sırasında, Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı reformlardan
İSLAM ÖNCESİ DÖNEMDE ARABİSTAN
600’lü yılların başında bu korunaklı çevrede, önce etrafta bulunan devletlerde, daha sonra ise bütün dünyada muazzam etkiler meydana getirecek olan bir hareket yükseliyordu.Bu hareket bedevî ve savaşçı göçerler olarak muhafaza ettikleri olumsuz kültürel özelliklerini ortadan kaldırıp eşsiz yeteneklerini kullanarak Arapların kaderini sonsuza dek değiştirecekti.Coğrafya, iklim, kültür ve politika gibi etkenler, hep birlikte İslam’ın yükselip de dünya tarihindeki başka herhangi bir hareket, din ya da imparatorluktan daha hızlı şekilde bir dünya gücü haline gelmesini sağlayacak mükemmel bir ortam oluşturmuşlardı.Hareket, Arabistan’ın çöllerinden hırpalanmış Roma ve İran İmparatorluklarına doğru yayılacak, ülkeleri fethedip farklı halkları özümseyerek 700’lerin başında İspanya’dan Hindistan’a kadar uzanan (ve o dönem için dünyanın en büyüğü olan) bir imparatorluk meydana getirecekti.Güç ve medeniyet olarak giderek hız kazanan bu büyüme, 600’lerin başında var olma mücadelesi vermekte olan Araplar için akıl almazdı.Bunların tamamını sağlayan, devrimsel bir mesaj ile gelen ve Araplara, Arabistan kumlarının ötesinde yeni bir kaderin sözünü veren bir adamın, Hz. Muhammed’in ortaya çıkışıydı.
Sayfa 20Kitabı okudu
Derin Tarih, S. 113, Ağustos/2021.
Albayrak grubu tarafından ilk sayısı Nisan 2012 yılında yayınlanan editörü Mustafa Armağan olan süreli aylık tarih dergisidir. (wikipedia.org İnternet sitesine göre)
İlk sayfasında miras metin başlığı altında geçen yıl vefat eden Ayşe Hümeyra Ökten (1925-2020) Cumhuriyet Dönemindeki ilk kadın doktorlardandır.
Bolşevizm ile beraber bilhassa Türkiye'de başlayan hareketi vatanperverane için Turanizm, Panislamizm gibi evsafdan da bahsedilmektedir. Turanizm, bir nevi emperyalizm olmak itibariyle Türkiye'de bir hayalden ibarettir. Hayalete hücum etmek ise Servantes'in kahramanlarına yakışır. Panislamizme gelince buna bir meslek ve bir gaye şeklinde yürümeğe zaten lüzum yoktur. İslamiyet, bütün salikleri arasında kavi bir imana müstenit uhuvveti umumiye tesis etmiştir. Bu uhuvveti umumiye, yek diğerine müzaharet ve bilhassa makamı Hilafete pek fedakârane merburiyeti istilzam etmekle beraber hiç bir zaman bir vahdeti siyasiye ve bir emperyalizm şekline münkalib olmamıştır. Dava-i milliyemizin müdafaası uğrunda katlandığımız mahrumiyet ve fedekarlıklar, aynı maksatla devri mücadeleye girmiş bulunan bütün Müslüman milletlerle ruhlarımızı daha yakından birleştirerek onlara azm ve sebat için nümune-i imtisal (Misal getirilecek örnek) teşkil eder. İşte irade-i milliyenin kuvveti bu mahiyeti hakimiyesindedir. Hürriyet ve istiklaliyetin kıymetini bilen, onun sayesinde asırlardan beri tarihine biriktirdiği zaferlerin heyecanı iftiharını hâlâ kendisinde duyan ve sekiz yüz milyon İslamın kıble-i uhuvvetini başında tutan bir ümidin istiklal mücadelesi, tarihin cereyanı hadisatı üzerine müessir bir vakıayı azimedir.
Sayfa 63 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
