Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lider nihai amaçlarını kendisine saklıyordu. Mustafa Kemal, 1927’de monarşinin ulusal iradenin en büyük düşmanı olacağını daha o zamanlar görmüş olduğunu söyledi. Fakat sonucu ya da başka bir deyişle cumhuriyet yönetiminin kaçınılmazlığını önceden açıklamak, bu fikri kendi geleneklerine, zihinsel yeteneklerine ve düşünce biçimlerine aykırı bulacak
Sayfa 284Kitabı okudu
Ahlâk, yasaktan doğmuştur ve bugüne kadar da yasak olarak kalmıştır. Yasak, doğası ve menşei itibariyle dinî bir mefhumdur. "Tanrı'nın On Emri"nden 8 tanesi yasaklardır. Ahlakı olan, insan doğasının hayvani güdüleri karşısında kısıtlama ve yasak prensibini izler. Hristiyan ahlâkı bu konudaki tek değil, fakat en meşhur ve en bariz örnek olarak verilebilir. Eski dinlerin tarihi, bugün bize anlamsız gelebilecek çeşitli anlamsız olabilecek bir yasak yoktur. Elbette yasağın rasyonel bir manası da olabilir fakat yararlılık hiçbir zaman birinci anlamı olmamıştır. Demek oluyor ki ahlâk, tarihçilerin can atarak tanımladığı gibi "doğa ile uyumlu yaşamak" değildir. Eğer, "doğa" kelimesini gerçek manasıyla alırsak, ahlâkın doğaya karşı yaşamak olduğunu iddia etmek gerçeğe daha yakın olacaktır. İnsan gibi ahlâk da irrasyoneldir, doğa dışı ve doğaüstüdür. Doğal insan ve doğal ahlâk mevcut değildir, Doğanın sınırları içerisinde insan değil, olsa olsa akılla donatılmış hayvandır. Doğanın sınırları içindeki ahlâk da ahlâk değil, bir çeşit bencillik, bir çeşit akli ve aydınlanmış bencilliktir." Darwinist düşüncenin öne sürdüğü "hayatta kalma mücadelesi"nde (ahlâki anlamda) en iyiler değil, en güçlü ve çevreye en iyi uyum sağlamış olanlar kazanır. Biyolojik gelişim ne insan haysiyetine ne de ahlâka doğru bir seyirdir (eğer insan haysiyeti ahlâkın kaynaklarından biri ise). Darwin'in insanı biyolojik tekâmülün en üst seviyesine ulaşabilir (üst insan olabilir), fakat insani niteliklerden, hatta insan haysiyetinden mahrum kalır. Çünkü bunu ona ancak Tanrı bahşedebilir.
Sayfa 194
Reklam
Bir propaganda kampanyasının oldukça enerjik ortaçağ versiyonu olarak görülebilecek bir faaliyete girişen İsmaili düşmanı yazarlar, 4./10. yüzyılda bir "kara efsane" üretti. İsmaili Şiilik, İslamı içeriden yıkmak için Ali soyundan olmayan sahtekârların özenle tasarladığı İslamın başsapkınlığı olarak tasvir edildi. 5./11. yüzyıla
Müslim, Allah'ın (cc) kuludur. Onun hayatı, ölümü, ibadetleri, siyaseti ve mücadelesi Allah'a kulluğunun bir parçasıdır. O, yalnızca Allah yolunda mücadele eder. Ancak meşruiyetini Allah'tan alan ve amacı İ'la-i Kelimetullah olan bir yapılanmada yer alabilir. Allah (cc) yolunda olmayan, İslam'ın meşru kabul etmediği amaç ve gayeler için mücadele eden, demokrasi, laiklik gibi batıl dinleri müdafaa eden, şirki koruyan ve yücelten hiçbir oluşum/parti/grup/ordu/cemaat/ örgüt içinde yer almaz. Alırsa tağutu inkâr etmemiş ve tağut yolunda savaşan bir bedbaht olmuş olur.
Tevhid basım yayınKitabı okudu
DİN VE PARA BELASI İNSANLIĞIN SON İBRETİNİ YAŞATTI Sömürgecilerin iki temel araçları var; Biri din, diğeri para! Din ile beyin yıkar, uyuşturur görünmeyeni satar, para ile görünen madde gücü kimin elinde ise satın alır.
"İslâm'ın mücadelesi, bir ferdin veya kişilerin mücadelesi değildir. Bilâkis hak ve batıl mücadelesidir. İman-küfür mücadelesidir. Şirk, putperestlik ve materyalizm güçlerine karşı tek Allah'a kulluk ve itaat mücadelesidir. Kimi ölür, kimisi de öldürür, ama her halükarda mümin olarak ölenlerin cennet nimetlerinde, yüce firdevslerde, içinde ırmaklar akan cennetlerde, güçlü bir hükümdarın yanında, doğruluk makamında olduklarına şüphe yoktur. Onlar şehittirler, diridirler. Ama küfrün, materyalizmin ve batılın ölüleri ise sakar cehennemindedirler."
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
Irkî taasupları neticesinde fethin ruhunu unutan Müslüman Araplar ve Berberler, üstünlük kavgalarını başlattılar. Oysaki onlar, omuz omuza fetihte bulunmuş, İslamî tebliği Endülüs'e taşımışlardı. Fakat her zaman için tehlikeli olan ikbâl ve ganimet kavgaları artınca, tebliğ ruhu ikinci plâna atıldı; servet mücadelesi ve ihtişam duyguları öne geçti. Nitekim daha sonraki asırlarda, Endülüs'teki İslâm Devleti'nin yıkılışını en büyük sebebi de bu âmil olmuştur.
Sayfa 40
Türkler, Türklüğünü islam sayesinde muhafaza etmiştir. Bulgarlar, Finliler hatta Kızılderililer Türk'tür. Ancak bugün Türklüklerinden bahsedilmemektedir. Kumanlar, İskitler,Traklar,Hunlar,bir kısım Tatarlar, Rus ya da Rum olarak görülen Ortodoks Türklerdir. Bu dönemde Türkiye'de, dış güçler ve içteki uzantıları yoğun psikolojik ve kültürel savaş ile İslam'ı Türk kimliğinden soyutlama mücadelesi vermektedir.
Şüphesiz şer ve fesat, insanın ilimle, araştırmayla ve gayretle iradesini boyun eğdirdiği bu güçlerin arkasında duramaz; ancak çabası ve mücadelesi uğruna büyüyen ve ilerleyen inkârcı medeniyette gizlenir. Radyo tek başına bir şer değildir; fakat şer, onu, sapkınlıkları yaymak, ahlakı bozmak, ciddiyetten uzak söylentileri ve kadınsılığı yaymak için bir araç hâline getiren medeniyetin ruhundadır. Aynı şekilde uçak tek başına bir fesat değildir; ancak fesat, iman edenlere ateş atarak ve onları imha ederek, adeta onu İblis'in emrine verilmiş bir alet hâline getiren medeniyetin ruhunda gizlidir. Sinema, bünyesinde kötü medeniyet ruhunun hâkim olmadığı, fesadın, günahın ve sapkınlığın yayılmasının vatanı hâline getirilmediği takdirde bir ahlak düşmanı değildir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Cehennem ve cehennemlikler hakkında "cehennem ve azabının ebedî olmadığı; cehennemde bir çeşit cennet hayatı yaşanacağı, azaptan zevk alınacağı; ebedî azapta hikmet olamayacağı; ilâhî rahmetin mü'min-kâfir herkesi kapsadığı; her türlü inancın hakk ve doğru olduğu; putperest, ehl-i kitap, mecûsî, budist... tüm insanların gerçekte Allah'a ibadet ettiği" gibi görüşler, başta Muhyiddin ibn Arabî olmak üzere özellikle vahdet-i vücudcular tarafından savunulmuştur. Son dönemlerde bu görüş Kazanlı ilim adamı Musa Carullah Bigiyef tarafından gündeme getirilmiş; Osmanlı'nın son dönem âlimlerinin büyüklerinden şeyhu'l-Islâm Mustafa Sabri Efendi merhum da buna müstakil bir eserle cevap vermiştir.
Sayfa 104 - İşaret YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.