Ancak ne var ki, Musa Peygamber'in gördüğü vizyonda olduğu gibi İsa Peygamber'in de başına
gelmeyenler kalmamış ve sonunda onu çarmıha germekten bile çekinmemişlerdir.
"Dini Öğreti Sistemi en son halkasını tamamlamak ve dinler devrini kapatmak için gelen Muhammed Peygamberde getirdiği dini, savaşlarla kabul ettirtmek
Yedi Askı (Muallakat-ı Seba) Şiirleri, ismini İslam öncesi dönemde haram aylarda -savaşın yasak olduğu, kutsal aylar- yapılan panayırlarda düzenlenen şiir yarışmalarında en beğenilen şiirlerin Kabe duvarına asılması rivayetinden alıyor. Kabe duvarına asılmış ya da asılmamış olsun bu şiirlerin Cahiliye Arapları tarafından çok önemsendiği
Bir kimsesin, Mekke devrinin tarihini ve dini yapısını bilmesi, Mekkelilerin bütün dinlere ve dinsizliğe hoş görü ile bakmasına rağmen, İslam'a ve onun peygamberine neden düşman olduklarını anlaması hususunda kendisine yardımcı olacaktır.
Şüphesiz ki, tarih içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmesi bakımından insanların en büyüğü, en cesuru ve örnek alınacak şahsiyetlerinin ilki, Allah'ın Resulü Muhammed (s.a.v.)'dir.
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
İncelememe kitabında başında yer alan Kuran ayeti Bakara Suresi 154. ayet ile başlamak istiyorum "Allah yolunda öldürülenlere sakın "ölüler" demeyin. Çünkü onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz." Bu ayeti çok sevmemin sebebi ise aziz vatanımız uğruna can veren kahraman şehitlerimize atfedilmiş olmasıdır. Kitabın konu
İslam öncesi çağda kız bebekler öldürülürken, kadınlar hiçbir hakka sahip değilken hayatın kadınlar için nasıl olduğunu bir düşünelim. Tıpkı köleler gibi,kadınlara da yasal kimlikleri olmayan aşağı varlıklar gibi davranılıyordu. Böylesine ilkel bir dünyada Hz. Muhammed'in kadınlar
için yaptığı sey son derece sıra dışıydı. Bir kadinin tanıklık yapabilmesi ya da kendi adına miras hakkı olmasi fikri, son derece şaşırtıcı ve hatta bazıları için akıl almazdı. Hıristiyan Avrupada da kadınların benzer haklara sahip olabilmek için on dokuzuncu yüzyıla kadar beklemek zorunda kaldıklarını unutmamak gerekir: O zaman bile kanun özellikle erkekleri destekliyordu.
Batılı eleştirmenler...Kur'an'ın çifte standart uyguladığından şikayet edilir: Örneğin miras kanunu, bir kadının erkek kardeşinin (aile kurmak için mehre ihtiyacı vardır) aldığının sadece yarısını alabileceğini bildirmektedir. Yine, kadınların kanun önünde tanıklıklarına izin verilmekte ama erkeklerin tanıklığının yarısı kadar değerli kabul edilmektedir. Yirminci yüzyıl açısından bakıldığında -- şimdi bile kadınlara eşit haklar tanınması için mücadele verildiğini unutmamamız gerekir - Kur' an' daki bu kanun yasaklayıcı, kısıtlayıcı gibi görünmektedir. Ama yedinci yüz yıldaki Arabistan' da tam bir devrimdi. İslam öncesi çağda kız bebekler öldürülürken, kadınlar hiçbir hakka sahip değilken hayatın kadınlar için nasıl olduğunu bir düşünelim. Tıpkı köleler gibi, kadınlara da yasal kimlikleri olmayan aşağı varlıklar gibi davranılıyordu. Böylesine ilkel bir dünyada Hz. Muhammed'in kadınlar için yaptığı şey son derece sıra dışıydı. Bir kadının tanıklık yapabilmesi ya da kendi adına miras hakkı olması fikri, son derece şaşırtıcı ve hatta bazıları için akıl almazdı. Hıristiyan Avrupa'da da kadınların benzer haklara sahip olabilmek için on dokuzuncu yüzyıla kadar beklemek zorunda kaldıklarını unutmamak gerekir:
1957 Necef doğumludur. Aslen İran’ın Kuzey Eyaletlerinden Mazenderan’a bağlı Larican şehrindendir. Babası ünlü din adamlarından Haşim Amuli’dir. Matematikte lisans, bilgisayar mühendisliğinde yüksek lisans yapan Laricani doktorasını batı felsefesi üzerine yapmış olup aynı zamanda Kant Felsefesi üzerine Tahran Üniversitesinde dersler vermiş, bu