Bütün uygar memleketlerde, doğumlarda bir duraklama veya gerileme kaydedilmektedir. Sebebi kısmen annelerin durumu, kısmen de rahat, külfetsiz bir hayat sürmek arzusudur (bu da dinî ve kültürel değerlerin yıkılmasının doğ­rudan doğruya bir neticesidir.)
Sayfa 244 - YarınKitabı okudu
Bugün (1975) dünyada tüm işgücünün % 35’ini kadınlar teşkil etmektedirler. Çalışan kadınların nispeten en yüksek sayısı Sovyetler Birliğinde bulunmaktadır (100 çalışabilen kadından 82). Onu takip eden ülkeler sırasıyla şunlardır: Doğu Almanya (% 80), Bulgaristan (% 74), Macaristan (% 73), Romanya (% 73) ve Polonya (% 63). Bunlardan sonra Finlandiya, İsveç, Çekoslavakya, Danimarka ve Japonya geliyor.
Sayfa 240 - YarınKitabı okudu
Reklam
İlginç..
Sosyolojik Araştırmalar Enstitüsü tarafından 1972’de yayınlanan bir anketin sonuçlarına göre, fuhşu meslek edinen kadınlar ekseriyâ hali vakti yerinde olanlardır ve “tatlı” bir hayat yaşamak istediklerinden bu yola sapmışlardır.
Sayfa 240 - YarınKitabı okudu
Din aşk ve yükümlülüktür; konfor veya daha iyi ve daha rahat ya­şama şekli değildir.
Sayfa 234 - YarınKitabı okudu
Dinî mânada, Kur'an'ın öngördüğü inanç ve yaşam biçimini ifade ediyor. Tarihî ve kültürel mânada ise, bu inanç ilkelerinin zaman ve mekân boyutunda farklı biçimlerde ortaya çıkışını dile getiriyor. İslâm, diğer bütün dünya dinleri gibi, mensuplarına sadece bir "iman edilecekler listesi" sunmuyor. Bu inançların ve diğer ahlâkî ilkelerin bir yaşam biçimi haline gelmesini öngörüyor.
İslâm, İslâm dininin kendisi için kullandığı ve Kur'an'da geçen bir kelime. "Allah'a teslim olmak yoluyla barış ve huzura kavuşmak" anlamına geliyor.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.