Ahmakların en ahmağı...
Marksizm'e ve insanı hayvan yerine koyan düşünce sistemlerine karşı Batı düşüncesinin yeni çırpınışlar ve arayışlar içerisine girdiğinin farkında değillerdir. Kendileri marksist düşüncenin hülyası ile maddeciliğe kulluk yaparken Avrupa, silip süpürdüğü bu düşünceyi çöplüğe fırlatmıştır: Darvin'in teorileri geçerliliğini çoktan yitirmiştir. İlericilik iddiasıyla ortaya atılan bu beyefendiler esasen en büyük mürtecilerdir. İnsanlığın dine dönmesinin artık bir zorunluluk olduğunu, bir ruhî gerçek olarak kabul eden çağımızın hakiki ilericileri kendi iç alemlerinde bu ihtiyacı duymakta ve dile getirmektedirler. Tefekkür edebilen akıllar, huzur ve saadetin ancak dinin kucağında bulunabileceğine; hem de üç asırlık bir kararsızlık, şaşkınlık ve dalaletin arkasından... Allah Teâlâ'nın lütfu ile, Batı düşünücesinin yuvarlandığı müthiş uçurumlardan ve sürüklendiği karanlık çöllerden korunmuş ve o karışık tarihî akımlardan... kendisini uzak tutmuş olan biz müslümanlar hiçbir tarihî olaya ve hiçbir sebebe dayanmaksızın bizleri bu karanlık çöllerde yolumuzu şaşırıp bataklığa saplanmakla burun buruna getiren sistemleri seçmemiz ve benimsememiz halinde ahmak değil, ahmakların en ahmağı olmuş oluruz.
Sayfa 155 - BekaKitabı okudu
Bunlar için Batı' nın ilerlemesinin temel nedeni, kilise ve devletin ayrılması ve laik yasalarla yönetilen sivil toplumun bir oluşturulmasıdır. Başkaları için, asıl suçlu Müslüman cinsiyetçiliği, kadınların toplumda aşağı bir konuma yerleştirilmesi, dolayısıyla İslam dünyasının, halkının yarısının yeteneğinden ve enerjisinden mahrum kalması ve öteki yarısının yetişmesi adına çok önemli erken dönemlerde okur yazar olmayan, mazlum annelere bel bağlamasıdır. Böyle bir eğitimin mahsullerinin, kibirli veya uysal olarak büyümeye, özgür, açık bir topluma uyum gösterememeye yatkın olduğunu söylerler.
Pek çok çare -silahlar, fabrikalar, okullar ve meclisler- denendi ancak hiçbiri istenen sonucu vermedi. Bazı yerlerde birtakım rahatlamalar, hatta nüfusun sınırlı unsurlarına birtakım nimetler getirdi. Fakat İslam ile Batı dünyası arasındaki kötüleşen dengesizliği gideremedi, hatta durdurmadı.
İslam, evrensel misyonu olarak gördüğü hedefe kayda değer bir ilerleme kaydeden ilk uygarlık oldu ancak ilk kez bütün gezegeni kucaklayansa modern Batı uygarlığı olmuştur. Günümüzde, şimdilik, Atatürk'ün farkına vardığı, Hint bilgisayar bilimcilerinin ve Japon ileri teknoloji şirketlerinin değerini bildiği baskın uygarlık Batı uygarlığıdır, dolayısıyla Batı standartları modernliği tanımlamaktadır.
Şiddet tanrının ve insanın tabiatına aykırıdır.
Sayfa 176 - İSAM yayınlarıKitabı okudu
Allah katında bütün insanlar eşittir. Üstünlük ancak akıl, fazilet ve ilimledir.
Sayfa 131 - İSAM yayınlarıKitabı okudu
Eğer babalar dinlerini ihmal ederlerse , torunlar o dini tekrar nasıl yükseltebilirler ? Eğer fetihler sultanı imanını muhafaza etmezse , onun hakeflerinden ne beklenir? Sana diyorum, evladım, bizim çöküşümüz devam edecek. Yüce Mevla rahmetini bize yoneltsin ve bizi ilahi bereketiyle korusun.
Sayfa 104 - İSAM yayınlarıKitabı okudu
Hiçbir medeniyet statik ve monolitik bir bütün değildir.
Sayfa 28 - İSAM yayınlarıKitabı okudu
Tarih, varoluşumuzun hem bir şartıdır hemde sonucu.
İSAM yayınlarıKitabı okudu
Kendini ontolojik manada evrenin merkezinde gören bir topluluk, herhalde başkalarını " barbar, parya" olarak görmekten çekinmeyecektir.
Sayfa 7 - İSAM yayınlarıKitabı okudu