Din sözcülerinin önümüze sürdüğü tanrılar varolsaydı, şimdiye çoktan ortaya çıkardı! Yaratı belli bir amaca yöneltilseydi; olaylar, olgular tanrısal doğrultuyu izlerdi. Olayların akışı hiç de bunu göstermiyor! Yaratıya bugün doğa katılmaktadır!
Kitap üç bölümden oluşuyor giriş bölümünde tarih kavramı açıklandıktan sonra birinci bölümde İslam tarihinin özelliklerine değiniliyor. İkinci bölümde İslam Tarihi kaynakları, son bölümde de problemli hadiselerden bazı örneklere yer veriliyor.
Tarih bilincinin nasıl olması gerektiğini ele alan ilk bölümde nesnel bir tarih anlayışının olup
insan, doğup büyüdüğü topraklardaki izlerle açılıp serpilmeye başlar; geleceğini inşa eder, geçmiş merdivenine yeni basamaklar ekler.
o topraklarda sevdiği, saydığı, inandığı her şey de yaşadığı müddetçe ona yoldaş olurlar. Türk milleti olarak uzun bir yolculuğun ardından yurt edindiğimiz anadolu topraklarında da kültürel ve dinî olgular,
Sultan Galiyev, önemli bir komünist aktivistin, teorisyenin çarpıcı bir örneğiydi ve Müslüman solunun önemli bir sözcüsüydü. Galiyev'in suçlanması, hapse atılması, sürgün edilmesi, dışlanması, sonunda da idam edilmesiyle sonuçlanan olaylar, İslam kültürünün Avrupa -hatta Sovyet- emperyalizmi karşısında büründüğü "milliyetçi" kimliğin müthiş kanıtlarıdır aslında. Açıkçası Sultan Galiyev'in Stalin'den kopması, ardındanda Müslümanların milliyetçi çıkarlarını benimsemesi gibi olgular Komünist Parti içerisinde yeni bir terimin oluşmasına yol açmıştı: Sultan Galiyevcilik. Bu terim, komünistlerin Rusya'daki Müslüman topluluklarının içerisinde var olan gizli milliyetçilik unsurlarından duydukları korkuyu ifade edecekti. "Marksist Leninist ideolojinin yerine milliyetçiliğin geçmesine izin verildiğinde olanları görüyorsunuz işte," sözü komünistlerin dillerine adeta pelesenk olmuştu. Bu arada Sovyetler de farkında olmadan İslam'ı "etnik kimliğe" dönüştürmek için çok büyük çabalar vermişlerdi. Teröre Karşı Küresel Savaş'ta Amerikan politikaları da aynı şeyi yapmıştır.
"Kendi Kişisel Menkıbe'sini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür. Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar." (sf.35)
Simya ilminin dönüşüm anlamının kitaba hakim olduğu bir içsel yolculuk, kişinin yazgısı doğrultusunda gelişimi ile bir farkına varış romanı okumaktayız.