Gidenlerin arkasından ağıt yakmamayı çoktan öğrenmişti; ama, bu başkaydı. Kimseyi onun kadar sevmemişti. Birine anlatmaya kalksa sözcükler yetmiyor, acizleşiyordu. Neye benzetse bir yeri eksik kalıyordu. Hep ona dokunmak, hep onu hissetmek ve hep onu yaşamak istiyordu. Bu yüzden onun olmamasını bile umursamıyordu artık. Sevdasını, sevgilisi olmadan yaşıyordu.