Cenâb-ı Hakk’ın bizlere örnek bir nesil olarak takdim buyurduğu Ensâr, Mekke’den hicret ederek Medîne’ye gelen Muhâcir kardeşlerine; “Niçin buraya geldiniz!” demedi. Onlara şefkat ve merhametle kucak açtı. Elinde ne imkânı varsa hepsini cömertçe paylaştı. Tarihimizde Anadolumuza, 1877-78 Rus Harbi sonrası doğudan, 1912-13 Balkan Savaşları sonrasında da batıdan muhâcir kardeşlerimiz gelmişti. Gerek Kafkaslardan, gerek Balkanlardan gelen bu din kardeşlerimize, necip milletimiz kucak açtı, yer verdi, ikram etti, tıpkı Ensar-Muhâcir arasındaki İslâm kardeşliğini sergiledi. Hattâ İspanya’da zulüm gören yahudileri Kemal Reis gemilerle İstanbul’a getirdi. İstanbul halkı da; “Bunlar zâlimlerin elinden kurtarılan mazlumlardır.” diyerek onlara sahip çıktı. Bugün bizlere düşen de, vatanımıza sığınmış olan mültecîlere Yaratan’dan ötürü yaratılanlara şefkat düstûruyla yaklaşmak olmalıdır.
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1905 yılında doğdu. Selanik’ten aklında kalan en büyük olay büyük teyzesi Emine’nin, çok sevdiği bir arkadaşının oğluna süt annelik yapmış olmasıydı. Cavit Cav ‘Ben teyzemin süt verdiği Mustafa Kemal‘i hayatımda hiç görmedim, hep aileden biri olarak hissettim ama hiç karşılaşamadım’ der. Cavit Cav Aksaray
Reklam
Tüm Türk dünyasının tek dili olduğunu ve tek lehçesinin de tek olması gerektiğini düşünerek İstanbul ağzı ve Kırım Tatar Türkçesi ile yazdığı Tercüman gazetesi yüz yıl boyunca en yaygın gazete olmuş, Türk Cumhuriyetlerinde bu başarıyı geçen olmamıştır. Parise gittiğinde rus yazar Turgenyev'in asistanlığını yapmıştır. İlk usulü cedid kız mektebini de ablası Bağçasaray, Kırım'da açmıştır. Rusya’nın hemen her yerinde açtığı Usul-ü cedid mekteplerini benimsetmek için Şubat 1912'de Hindistanda bile "kırk günde okuma yazma" sloganını başarıyla uygulamıştır. Pedagoji eğitimi almamış ancak eğitimde yaptığı uygulamalar çok büyük örnek teşkil etmiştir. Tüm Türk Dünyasında okunan Tercüman'ın bugün bir benzeri var mıdır? Ayrıca ilgililer Zafer Karatay'ın İsmail Bey GASPIRALI belgeselini ve Cafer Seydahmet Kırımer'in Gaspıralı İsmail Bey kitabını inceleyebilirler.
BU VATANI CANLARINI VE AŞKLARINI FEDA EDEBİLENLERE BORÇLUYUZ.
Bir hanımefendi diyor ki; 1919 yılı idi. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık’ın Anlatamıyorum Şiiri Dünyanın En Çok Okunan İkinci şiiri oldu. ANLATAMIYORUM Ağlasam sesimi duyar mısınız,  Mısralarımda;  Dokunabilir misiniz,  Gözyaşlarıma, ellerinizle?  Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Reklam
599 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.