Bircok insanin hayatini adadığı; öncelikli tuttuğu birçok dünyevi gayesi, maksadi olmuştur. Bu amaçlar uğruna, emeklerin neticesiz kaldiği ve de husranla sonuç verdiği çoğu kez vakidir. Bu meselenin; bu dünyevi amaçların sonundaki hüsranin; insanın dimağinda kulluk vazifesinin önüne geçtiği icin olduğu inancindayım.
İstisnalar kaideyi bozmaz.
Millî ülkünün üçüncü merhalesi ise fütuhattır. Çünkü millî birliğini tamamlamış olan milletler kendi soylarını yeryüzüne yayıp hâkim kılmak için istilâ ve fütuhat yapmak mecburiyetindedirler. Hattâ bir millet bazen kendi millî birliğini tamamlamadan önce de fütuhata başlayabilir. Meselâ Osmanlılar Türkiye”deki Türk birliğini tamamlamadan önce Avrupa”da geniş fütuhat yapmışlardı. İtalyanlar ve almanlar da millî birlik işi bitmeden önce sömürge fetihlerine kalkışmışlardır. Fakat böyle tek istisnâlar umumî kaideyi bozmaz.
“İçki ve Edebiyat Âlemi” başlıklı bir kitap geçti elime. Yazarı Alova. Kitabın kapağında sadece Alova yazıyor. Acaba yabancı bir yazar mı diye düşündüm ilk başta. Ama değil. Kitabın künyesinden yazarın Erdal Alova olduğunu öğreniyoruz. Donkişot Yayınları tarafından 2004 yılında basılmış. Pek dikkatimi çekmedi, ama yine de okuyayım dedim. Kitap