Biz, "söylemiyoruz"ama "söyleniyoruz". Konuşmuyoruz ama, mırıldanıyoruz. Biz niye böyleyiz? Genelde "sessiz"leştik. Bizdeki sessizlik, iyi huylu olmaktan mı kaynaklanıyor, yoksa içinden geçeni söylemeye, çekinmekten mi?.. Daha kötüsü, korkmaktan mı?.. Yoksa hiç günah işlenmezse, sevap işlenmese de olur sanmaktan mı? Ya aydın kişi sıfatı yakıştırılanların sessizliği, neden ola ki? Hiç günah işlemeyen, kendisini toplum görevini yapmış sanıyor. Hiç sevap işlememiş olsa bile... Oysa Dante'nin Cehennemi'nde, hiç günah işlemeyen de, cehenneme atılıyor... Hiç sevap işlemedikleri için. Toplumumuzda, "sıkıntılı insan" oranı yükseliyor. Bu nedenle, konuları daldan dala atlayan kitapları, yazmak kolaylaştı, okumak da... Örneği, elinizde.. Aydın Boysan İstanbul 2005
Sayfa 7 - SunuşKitabı okudu
Savaşta: Çocukluğunu yitirmiş Çocuklar vardır
"..yetimhane: Bir duvarın dibinde sıra sıra yatağı gösterdi."Yetirli karyolamız yok, elimizdeki karyolalara serecek döşeğimiz de." "İki ÇOCUĞUN çevirdiği ipi atlayan bir kızı gösterdi. "Şu KIZI görüyor musunuz? Geçtiğimiz kış, ÇOCUK/lar batteniyeleri paylaşmak zorunda kaldı. "KIZIN ERKEK kardeşi SOĞUK/tan ÖLDÜ." Yeniden yürümeye başladı."Son baktığımda, kilerde bir ay zor yetecek pirinçten başka bir şey yoktu; O da bitince,ÇOCUK/lara kahvaltıda ve akşamları ekmekle çaydan başka bir şey veremeyeceğiz. Öğle yemeğine hiç değinmediğini farkettim. Durdu, bana döndü." Burası hiç de korunaklı değil. Yiyecek yok, giysi yok.Buradaki en bol şey , ÇOCUK/luğunu yitirmiş ÇOCUK/lar var. Kapasitemiz kat kat aştık; her gün bir sürü Anneyi çevirmek zorunda kalıyorum"
Sayfa 302
Reklam
" Faşist dönemde İtalyan ekonomisini olumsuz etkileyen tek şey alınan kötü kararlar değildi. Alınan bir dizi siyasi karar da ülke bütçesi üzerinde ağır bir iz bıraktı. Örneğin, Faşist hükümet yüksek maliyetli bir yayılma politikası güderek kamu harcamalarının bütçeyi son damlasına kadar sömürecek projelerde kullanıl­ması kararını almıştı. Libya'nın işgali, Etiyopya'da süregelen savaş "
Sayfa 101 - Runik Kitap, 1. Baskı, Ocak 2024Kitabı okudu
Ünlü Fransız tarihçilerinden Jules Michelet, Fransa Tarihi adlı ünlü kitabında, Barbaros'un Fransız donanması ile işbirliğinden söz ederken aynen şunları yazıyor: "Katolik Fransa korsanların, esir tacirlerinin bayrağını, İslam'ın sancağını izlemiştir. Genç Duc d'Enghien, Barbaros ile ittifak halinde Nice şehrini kuşatmış ise de bir sonuç alınamamıştır. Cezayirliler (Barbaros'un Türklerini kastediyor) yağma ve insan avcılığı ile bunun karşılığını koparmışlardır. Toulon' da ve hatta Provence' de yerleşen Türkler sadece yerli kızları ve kadırgaları için kürek esirleri toplamışlardır. Ertesi yıl yine büyük bir tahrip harekatında Tuscany'de 6000, Napoli Krallığı'nda 8000 kişiyi esir almışlar, bu arada da özellikle Sultanın haremi için İtalya manastırlarından 200 bakire kızı toplayıp götürmüşlerdir".
2 Temmuz 1920'de şu sözleri o (Atatürk) söylemiştir. "...Yaşamak isteyen milletimizin isteği tek kelimede özetlenebilir ve gayet meşrudur: Bağımsızlık. Avrupa'nın yöneticilerden ve sermayedar- ardan ayrı olan asıl milletleri, bizim hayatımızı bile çok görmüyorlar. Eğer bugün Fransız milleti ile, İtalyan milleti ile, hatta İngiliz milleti ile düşmanlık halinde bulunuyorsak, bu milletlerin seslerini işittire-memelerinden ve kendi yöneticilerinin istila ve sermaye emelleri için bizi yok etmelerine ses çıkaramamalarındandır."
Attila İlhanKitabı okudu
Kapitalizmi modern devlet kurmamıştır, kapitalizm ona miras kalmıştır ve bu sisteme kimi zaman yararlı kimi zaman değildir; kimi zaman yayılmasına izin verir kimi zaman köstekler. Kapitalizm ancak devletle özdeşleştiğinde, devlet olduğunda başarıya ulaşır. Kapitalizmin ilk büyük evresinde, İtalya'nın büyük kent-devletlerinde Venedik'te, Cenova'da, Floransa'da iktidarı elinde bulunduran, para elitidir. XVII. yüzyılda Hollanda'da Naipler aristokrasisi iş adamlarının, büyük tüccarların ya da tefecilerin çıkarlarını savunarak hatta onların direktifleriyle hareket ederek devleti yönetir. İngiltere'de 1688 devrimi de Hollanda'ya özgü işlerin öne çıktığı bir süreç olmuştur. Fransa ise yaklaşık bir yüzyıl geriden gelir bu bağlamda; 1830'da Temmuz devrimiyle birlikte iş dünyası burjuvazisi nihayet yönetimi rahatça ele geçirir.
Reklam
1.000 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.