Mutlu insan, mutsuzluğu kabul edebilen insandır.
İçinde bulunduğumuz kaotik durum içerisinde olayları ve durumları olumlu tarafından görmek, hakkında iyi düşünmek vazife haline gelmiş, ruh ahvalimizin yalnızca pozitifi göstermesi gerektiği ise norm halini almıştır. Kitap bu düzen içerisinde yaşamanın kişileri daha çok negatife yönlendireceğini
Akıcı diliyle bize bizim kültürümüzü anlatan bir romanla geldim; hikâyenin geçtiği köyde, o yörede yaşayan insanların arasında dolanarak… Okurunu, yarattığı ortama sezdirmeden çekiveren Sevgili Rabia Burhan’ın, Bir Gecelik Gelin Çiçeği adlı romanı bana bu satırları yazdıran. Büyük kentlerin gönül yorgunluğu verdiği zamanlarda bir kaçma güdüsüyle
şu sınırları iyi çizilmiş vahşiliği, şu hesaplanmış çılgınlığı, şimdinin dışında ne varsa her şeye karşı korkunç bir özgürlük duygusunu da beraberinde getiren şu tutsaklığı, şu ölüm kokusunu, öldürmediği herkesi şaşkına çeviren şu ölüm kokusunu, son olarak da bir bölümü her gün bir fırının ağzına yığılmış, yağlı kokular çıkararak havaya karışan, öteki bölümü de güçsüzlük ve korkunun zincirlerine vurulmuş kendi sırasını bekleyen şu şaşkına dönmüş insanlardan olduğumuzu inkâr ediyorlardı.