"İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz.Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehir yaşanır kılan şey iyi yönleriydi."
Herkese merhaba
Bugün, okumaya geç kaldığım bir çok satanla; Gece Yarısı Kütüphanesi’yle geldim.
Nora’nın hayattan hiçbir beklentisi yok.
Anne ve babası yıllar önce ölmüş, tek akrabası ağabeyini küstürmüş, evlenme arefesindeki sevgilisi terk etmiş, işinden kovulmuş ve çok sevdiği kedisi ölmüştür. Tüm bu yaşadıklarını kaldıramayan Nora, bir gece yarısı hayatına son vermek ister. Ancak bir anda, kendisini sislerle çevrili büyük bir kütüphanede bulur. Burası ,sonsuz sayıda pişmanlık kitabının bulunduğu Gece Yarısı Kütüphanesidir.
Nora, eğer yaşasaydım ne olurdu diye merak ettiği hayatları burdaki kitaplar aracılığıyla seçer ve o hayatı yaşamaya başlar.
Seçtiği hayatlarda başarı, şöhret, zenginlik… gibi pek çok seçenek Nora’yı bekliyor. Bakalım Nora bu hayatlardan birini mi yoksa ölmeyi mi tercih edecek?
Kitap, kurgusu itibariyle keyifli ve akıcıydı
ama sanırım popülerliğinden dolayı benim beklentim çok fazlaydı. Bir miktar uzatılmış, tekrara düşmüş bulmakla birlikte sonunu kolaylıkla tahmin edebildim. İlk okuyanlardan olsaydım, bayılırdım belki de. Bilemedim.
Keyifli okumalar