J. L. AUSTIN, "Başka Zihinler"
Sanki hiç sormuyoruz, "Nereden biliyorsun?" ya da "Nasıl inanıyorsun?" diye.
Sayfa 13 - MetisKitabı okudu
Kesinlikle doğru bir tespit :
. Kesinliğin düzeltilemezlikle, belirsizlikle ve doğrulamanın imkansızlığı ile eşleştirilmesi şaşırtıcı değil mi ? Ne de olsa muğlaklık içinde 'sığınan' insanlardan söz ediyoruz, ne kadar kesin olursanız, genel olarak yanılma olasılığınız o kadar artar, oysa yeterince belirsiz yaparsanız, yanılmama şansınız artar. .
Reklam
derûnî âhenk ve etki-söz Yahya Kemal'in 'derûnî âhenk'ine [Rahip Bremond'un rythme intérieur'üne] dil felsefesi bağlamında bir karşılık bulunabilir mi? 'Derûnî âhenk', adı üzerinde, bir müzik, dolayısıyla da ses'in kullanımı sorunudur; - şiirde sentaksın [Yahya Kemal'in deyişiyle; istif'in], sözcüklerin eklemleniş tarzına ilişkin yapısına içkin olarak ürettiği bir derin ritim. Yahya Kemal'in, Nedim'in, “dökülen mey, kırılan şîşe-i rindan olsun”, dizesini örnekleyerek söylediği gibi, bu dize şedîd bir hazzı imleyen [bir] insanlık durumunu dilegetirir. Bu dize, bana göre elbet, tastamam bir esrime, yine Yahya Kemal gibi söylersem, edânın hazzıyla harab olma durumudur; - belki de, deyiş yerindeyse, edânın [sessel] müedda'ya uygunluğunu öngörerek, çakırkeyif bir ağızla okunması gerekir. Tıpkı, Tanpınar'ın, Fuzulî'nin, “esîr-i gurbetiz biz, senden özge âşinâmız yok.” dizesi için söylediklerinden yola çıkarak bu dizenin de hüzünlü bir içlenme sesiyle okunması gerektiği gibi... Sorum şuydu: 'Derûnî âhenk', dil felsefesi bağlamında temellendirilebilir mi? J. L. Austin'in [ve sonrasında John Searle'ün], 'edim-söz' [speech act] kuramı, bu temellendirmeyi olanaklı kılabilir. Austin'in önerisi, tümcelerin konuşma dilinde sözel olarak dile getiriliş biçiminin, belirli bir heyecan [ben 'insanlık durumu' demeyi tercih ediyorum!] durumunu [öfke, hüzün, sevinç, neşe, kırgınlık vd.] imlediğidir: Söz'ün etkisi; - 'etki-söz edimi' [perlocutionary act].
Sayfa 27 - Yapı Kredi Yayınları, 1. basım
Yalan söylemek ile "yanlış" bir söz vermek arasında bariz benzerlikler vardır.
Sayfa 56 - metis yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Peki bunu olanaklı kılan, dile bu yoktan var etme gücünü veren nedir?
Sayfa 26 - metis yayınlarıKitabı yarım bıraktı
. Davranışları tartışırken 'özgürlük'e takıntılı hale geldiğimiz gibi, ifadeleri tartışırken de 'hakikat'a takıntılı hale geliriz. Özgürlük gibi, gerçek de minimum veya yanıltıcı bir idealdir. ...
Reklam
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.