Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jane eyer

İş hayatında stres
Ne yapmaları gerektiğini ve olayların kontrolünü ellerinde tuttuklarını bildikleri müddetçe insanların performansı genelde baskı altındayken artar. Eğer performans göstermeniz için aynı baskı söz konusuysa fakat muğlak veya çelişkili hedeflerle karşı karşıyaysanız, stres seviyesi hızla yükselir; vaktinizi ve çabanızı nereye bağlamanız gerektiği net değildir.
Sayfa 302Kitabı okudu
Reklam
Adım atabilmek için kendinize yüzde 100 güveninceye dek beklemeyin çünkü bir sonraki pozisyonunuz için hiçbir zaman yüzde 100 hazır olamazsınız
Sayfa 122Kitabı okudu
Kahramanlık peşindeyseniz her zorluğu üstlenin. Bir lider olmak istiyorsanız ekibinizin her zorluğu üstleneceğine inanın.
Sayfa 138Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Değerler
Becerileri öğretebilirsiniz ancak değerleri öğretemezsiniz. Ekibinizin nitelikli kimselere de ihtiyacı vardır. Ancak değerler olmaksızın beceriler felakete davetiyedir. Bir liderin belirttiği gibi: " daima beceriler nedeniyle işe alıp değerler nedeniyle işten çıkardığımı farkettim."
Değişim
Kısa vadede yaptığınız şeyi değiştirmek risklidir; uzun vadede yaptığınızı değiştirmemek ölümcüldür. Dünün formülüyle gelecekte kazanamazsınız.
Reklam
Aylak insan vakit geçirmek için çoğu zaman kendinden çok daha aşağı bir topluma ihtiyaç duyarken çalışkan kişi kendi kendine yeter. Kendi kendine yetmenin imkânsızlığı aylak insanı başkasına bağımlı yapar, onu çalışkan kişinin hiç tanımadığı bin tür köleliğe zorlar; işte bu yüzden, "çalışmak özgürlüktür," dediğimizde ortada hiçbir metafor yoktur. Epiktetos her şeyi bize bağlı olan şeyler ve bize bağlı olmayan şeyler olarak ikiye böler. Bize bağlı olmayan şeylerin peşine düştüğümüzde birçok hayal kırıklığı ve ızdırapla karşı karşıya kaldığımızı vurgular. Aylağın mutluluğu sadece başkalarına bağlıyken, çalışmaya alışkın insan en büyük mutlulukları kendinde bulur.
Sayfa 311Kitabı okudu
tembel hayattan, aylak, boş zihnin kendini yiyip bitirdiği, bayağı, gülünç endişelerin avına dönüştüğü bu sefil durumdan sadece nefret etmekle kalmamalı, işsiz güçsüzlerin hayatına gipta etmekten, bunu muhabbet konusu yapmaktan da kaçınmalıyız. Bizi tembelliğe yönelten arkadaşlardan, bizi tembelliğe sürükleyen zevklerden nefret etmeliyiz. Özetle, sadece hastalıktan değil, rahatsızlığa yol açan kavundan da nefret etmeliyiz.
Sayfa 142Kitabı okudu
Aynı şekilde, en çalışkanların yaşadığı türden bir tembellik krizinde, uyuşukluğumuzu aşmaya ya da üzerimize çöken o "tatlı" ağırlığın başkaldırılarını yenmeye kalkışmadan, düşüncemizde çalışmanın, kendinin tam efendisi olmanın vs. zevkini canlandırabiliriz. Bu şekilde krizin uzun sürmeyeceği ve kendi üzerimizde daha kolay kontrol sağlayacağımız kesin. Hatta çoğu zaman doğrudan bir mücadeleye girişmekten kaçınmalı ve mesela şehvet duygusunu ayağa kalkarak, dolaşmaya çıkarak, bir ziyaret falan yaparak, kısaca sabit fikri kafamızdan atmaya, yıpratmaya, rahatsız etmeye, en azından onu bilincimizi böyle suni olarak sokulmuş başka unsurlarla paylaşmaya zorlayarak sakinleştirmeliyiz. Ya da bir tatil kitabı okuyarak, resim çizerek, biraz müzik yaparak tembelliği kandırdıktan sonra, ruhumuzun uyanmasının ardından, biraz önce korkaklıktan ya da uyuşukluktan yarım bıraktığımız işe dönmeyi denemek için bu uyanıklıktan faydalanabiliriz.
Sayfa 124Kitabı okudu
Birinden daha iyi olduğumu hissetmek tarifsiz iyi geliyordu... hele aslında daha kötü biri olduğunu biliyorsa insan... bu yüzden bayım, onu hep yalvartıyordum..... hiçbir şeyi kendiliğinden vermiyordum... her elbise, her kurdele için gelip yavlvarması ruhumu okşuyordu... ne zaman bir şey istese, kızardım... ama aslında kızmıyordum.... onu aşağılayanilmek için yakaladığım her fırsattan mutlu oluyordum...
Özgürlüğünüzden çok kazancınıza önem verirsiniz ve köleliktense yoksulluktan çekinirsiniz
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Kamu hizmeti yurttaşların temel uğraşı olmaktan çıktığında ve kişiliklerinden ziyade para keselerine hizmet etmek istediklerinde, devlet zaten yıkımın eşiğinde demektir. Savaşa mi girilecektir? Paralı askerler tutup kendileri evlerinde kalırlar. Meclise gitmek mi gerekir? Vekiller atarlar ve evlerinde kalırlar. Tembellik ve para sayesinde, nihayet vatanı köle etmek için askerler ve onu satacak vekiller bulurlar.
Sayfa 118Kitabı okudu
Hiçbir yurttaş bir başkasını satın alabilecek kadar varlıklı, hiç kimse de kendini satmaya mecbur kalacak kadar yoksul olmamalıdır.
Halklar, tıpkı insanlar gibi, ancak gençliklerinde uysaldır, yaşlandıkça iflah olmaz bir hal alırlar; gelenekler yerleşip önyargılar kökleştiğinde, o halklarda reform yapma isteği tehlikeli ve nafile bir girişim olur; doktor görür görmez titremeye başlayan aptal ve korkak hastalar gibi, halk da kendi çektiği rahatsızlıklara dokunulmasına, bunları yok etmek için bile olsa katlanamaz.
Sizi kırdım, ama biliyorsunuz- eğer seviyorsanız-kırgınlık uzun zaman kalmaz akılda. Ve siz beni seviyorsunuz!
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.