Onların, yalnız onların değil, herkesin, insanları kendi istedikleri şekilde yaşadıkları için günahkâr saymalarına dayanamyorum! En iyi niyetli insanları aslında bu görüşler yıkıcı hale getiriyor, üstelik, bu yüzden de ahlâksız oluyorlar!
Çok çok sevdiğim bir kitapla vedalaştım az önce.Hardy'nin tasvirleri ve gözlem yeteneği müthiş güçlü bu eseriyle iyice anladım. Ayrıca dili de bir o kadar sade ve akıcı, günlerdir şimdi ne olacak diyerek okudum Jude'un öyküsünü. Hüzün dolu hikayesi çok sarstı beni. Çok güzeldi.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur”unda bu kitaptan esinlendiğini okuyunca büyük bir heyecan duydum ve romanı okurken hep bu izlere rastlamaya çalıştığım için olsa gerek oldukça irdeledim. Din, inanç, gelenekler, toplum kuralları gibi bir çok tabuya cesurca baş kaldıran bir kadının ölümün soğuk yüzüyle karşılaşınca beni hayal kırıklığına uğratan dönüşümü “Nuran”ın bende bıraktığı hayal kırıklığına benzerdi. İki roman arasındaki benzerlikleri ise okuyucuya bırakıyorum.
"Umarım gelip seni arayayım diye aramamışsındır," dedi Jude. "Şu anda hiç müsait değilim. Eğer işin bana kaldıysa yandın demektir."
"Anlıyorum şef. Buraya nasıl geldim? Karanlıktaki bu yola?"
"Nasıl oldu?"
"Kendimi öldürdüm. Birkaç saat önce astım kendimi."
Casterbridge Başkanı, 1886 yılında yayımlanır.Daha önceki kitaplarından (Çılgın Kalabalıktan Uzakta, Tess, Adsız Sansız Jude) farklı olarak romanın başkarakteri erkektir.
Michael Henchard, yoksuldur, işsizdir, ailesini geçindirmekten uzaktır.Wessex bölgesinde bir panayırda, 18 yaşında yaptığı evlilikten yakınır.Yaşlı atlarını satan Çingeneleri
- Kusura bakma. Ama, bütün suç da bende değil!
- Kimde öyleyse? Bende mi?
- Hayır, bilmiyorum! Bütün evrende sanırım. Genel olarak her şeyde, çünkü her şey öyle iğrenç, öyle zalim ki!
Zeki ve esprili karakterler, hafif aksiyonlu ve eğlenceli bir kurgu, mükemmel olmaya bu kadar yakın bir tarihi aşk kitabı... Bu kadar olumlu özellikler nasıl mı harcanır? Tam da bu kitapta olduğu gibi harcanır.
Cidden ne desem bilmiyorum. Son sayfalara kadar kitabı o kadar severek okuyordum ki anlatamam. Karakterleri, konusu, işlenişi, her şeyi harikaydı. Buraya uzun uzun kitabı öveceğim bir yorum yazacağımı düşünüyordum. Fakat kitabın sonlarında olaylar öyle bir hâle geldi ki inanamadım. Aslında hâlâ inanamıyorum. Bir yazar kendi kurgusuna bunu nasıl yapabilir? Nasıl böyle güzel bir konuyu ve karakterleri bir çırpıda harcayabilir? O son sayfaları yazan yazar ile benim ayıla bayıla okuduğum kısımları yazan aynı kişi mi sahiden? Çıldırmamak işten değil.
Hayal kırıklığının soyutluktan somutluğa çevrilmiş hâli bu kitap benim için. Yazık gerçekten.
“En korkutucu sorular insanlarla ilgili olanları. En güzelleri de öyle.”
“Mutluluk bana göre değil galiba,” dedi Jude…
“Hakettiğimiz ailelerde doğmuyoruz.”
“Gülümseyin ama insanlara adınızı söylemeyin.”
İnsanlara güvenimizi ne zaman yitiririz ?
Kaç hayal kırıklığından sonra olur bu ?
Peki ya kurulacak hayalleriniz bile elinizden
Gerçekten heyecandan ellerim titrerken başlamıştım bu kitaba. 10/10 olacağına çok emindim diyebilirim. Ama en başından beri tek bir sayfası bile aşırı heyecanlandırmadı beni bu kitabın. Beklentim o kadar yüksekti ki bütün seriyi ilk kitabı okumadan almıştım. Şimdi bu kitabı okuduktan sonra ise seriye uzun bir süre ara vermeyi düşünüyorum.
Kitaptaki evrene nerdeyse hiç alışamadım beni hiç içine çekmedi açıkçası. Aslında bu şekilde fantastik evrenleri çok severim ve hiç sıkılmadan okurum ama bu kitapta nedense öyle olmadı. İlk 100 sayfa boyunca kitabın başı sıkıcıdır diye düşünerek okumaya devam ettim ama 2, 3 bölüm dışında inanılmaz sıkılarak okudum kitabı.
Özellikle beni hayal kırıklığına uğratan ise Cardan karakteri oldu. O kadar fazla gördüm ki bu karakteri Tiktok ve Instagram'da, seveceğime hatta aşık olacağıma emin olarak başladım okumaya. Ama yine, beklentimin yüksek olmasından mı bilmem hiç ısınamadım karaktere. Ama fantastik serilerde bu duruma alışkınım o yüzden serinin diğer kitaplarını okumadan karakter hakkında yorum yapmak istemiyorum.
Okurken bu derece zorlanmama rağmen kitabı beğenmediğimi söyleyemem. Özellikle serinin devamında Jude ve Cardan'ın ilişkisine neler olacağını çok merak ediyorum. Fakat seriye şu an devam edebileceğimi sanmıyorum. Ön yargılarım şu an için merakımın önüne geçiyor maalesef. Bir süre sonra devam edebilirim diye umuyorum.
Fantastik evrenleri seviyorsanız okuyabilirsiniz fakat ilk kitaptan romantizmin başlamasını istiyorsanız çok daha sabırlı olmanız gerekiyor.