Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.29
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Kahin ve Anka Kitap Yorumu
"Ruhum gölgelerin arasında parlayacak ve bu yaşayan her kötü şeyin sonu olacak."
•
Kitabın konusunu arka kapak yazısı net olarak anlatmış bu yüzden arka kapak yazısını bırakıyorum buraya. "Kahinin dünyaya gelmesiyle kötülük de yeniden ortaya çıkmıştı. Büyücüler ve element kullanıcıları arasındaki savaşsa çok yakındı. Kristaller gerçeği göstermişti. Kötülük ortadan kaldırılmalıydı yoksa felaket yaşanacaktı. Alınacak intikamlar, yapılacak büyüler, kurtarılacak kişiler ve verilecek kayıplar vardı. Peki aşk, insanın canını ne kadar yakardı? Melany, kaderine yön verebilecek miydi? Yoksa yaşadığı her şey, kaderinin bir parçası mıydı?"
•
Yorumum; Öncelikle oluşturulan dünyayı çok sevdim. Elementler, yaratıklar, büyücüler, cadılar, güç savaşları ve bunun yanında arkadaşlık ilişkileri çok güzeldi. Oluşturulan dünya gözünüzde kolaylıkla canlanıyor, hiç zorluk çekmiyorsunuz. Kitaptaki fantastik ögeler çok fazlaydı ve bu yönünü çok sevdim. Ayrıca her bölümde şoka sokan olaylar yaşanıyordu. Yani her bölümü çok büyük bir heyecan içinde okuyorsunuz. Beğenmediğim tek yönü ise olaylar ve geçişler biraz hızlıydı ben yavaş yavaş okumayı tercih ederdim ama serinin ilk kitabı olduğu için normal karşıladım. Ve ve ve kitabın sonu beni dumura uğrattı. Asla böyle bir şey beklemiyordum. Çok fazla şaşırdım. Türk bir yazarın böylesine güzel bir fantastik kitap yazabilmesi gurur verici. En yakın zamanda Kül ve Ateş'e başlayacağım. Hepinize öneriyorum!
"Kafkaizm geçecek Kafka ise kalacak"
Kafka'nın eserlerinde oluşturduğu karakterler sislerin içinde gezinen sembollerdir. Kafka sizi de bu sisin içine çeker ama küçük bir el feneriyle işaret vermeyi de unutmaz...
Aslında bu bir kayboluş değil tam tersi kendini bulmaktır...
Ernst Fischer kitabı yazma amacını şu cümlelerle ifade eder: "Kafka'nın yaratısı üzerinde onurlandırıcı
İlk yorum yazıma Tüyap fuarından aldığım tek roman ile başlamak istiyorum.
İsminden de anlaşılacağı gibi ortada bir element kontrolü mevzusu söz konusu. Günlük hayatını yaşayan bir kızın kendisini ansızın bambaşka yerlerde kendini bulması kitabımızın genel konusu. Görmeye sıksık alışık olduğumuz bir şey, rahatsız etmiyor.
Konumuz aşağı yukarı
Bol bol vakit varsa okuyun sadece
Öncelikle söyleyeceklerim sadece kötülemek için değil, yazarın da kendisine eleştirel bir gözle bakmasını sağlayabilmek içindir.
Kitap yazarken 100 kitap okuyup bir kitap yazarsınız, yazarsa sadece film izleyerek ve oradaki klişeleri yazarak birşeyler yapmaya çalışmış. Kitap büyük bir emek olsa da edebi eser niteliği taşımıyor maalesef. Bu ne demek; bu tür kitaplarda adeta gece gördüğünüz bir rüyayı birisine anlatıyor gibi anlatamazsınız. Tasvirlerle, cümlelere dans ettirerek ve okuru şaşırtarak yazmanız gerekiyor. Varoşlardaki bir insanın günlük kurduğu cümlelerden fazlası yer almıyor. Bu kitap baştan sona tamamen klişelerle dolu ve hiçbir şeye şaşırmıyorsunuz. Olay örgüsü olarak harry potter ve son hava bükücü avatar karışımı birşey. Olayların birinci ağızdan anlatılması ise kahramanın olmadığı yerlerde neler döndüğünü anlatılamamasına neden oluyor. Bazı şeyler sırf yazılmak için yazılmış, yani bir insanın başını kaşıdığının tasviri için "elini kaldırdı başına doğru götürdü, sonra parmaklarını başında ileri geri hareket ettirdi.." gibi bir şey çok saçma değil mi? Benim sadece hızlı okumamı ilerletmek için gözden çıkarabileceğim bir kitaptı. Hani türk yazarlara destek olayım, bizden de bir Tolkien'ler Rowling'ler çıksın diye aldım ama daha 400 fırın ekmeklik iş var, umuyorum yazarın da o kadar hamuru vardır.
Armoni Elementleri: Kahin ve Anka ~ Buse Pendaz
.
‘’Bu bir elveda değil, bir başlangıçtı.’’
Armoni Elementleri serisinin son kitabı da çıktığına göre güzel bir maratona başladıkİlk kitap Kahin ve Anka ile yolculuğumuz başlıyor. Melany çalıştığı kafeye gelen iki ziyaretçi ve normalde göründüğü insanı öldüren Anka ile karşılaşıyor. Bu bilgiler ve
Öncelikle o son neydi ağzım açık kaldı. Hiç tahmin etmemiştim böyle bir şey olacağını. Tabi şuan çok şaşkınım ve sonunda ağlamadım duygusuzum ben fkkdmmdmxme.
Neyse kitabın konusu ise melany diye bir kız var normal bizim gibi dünya da yaşıyor. Bir gün anka adında olan bir kuşu görüyor. Gördükten sonra da hayatı bir an da değişiyor. Kısaca böyle bir konusu var. Fantastik güzel bir kitap benim yaşımdakilere önerebilirim.
Ama baya fantastik okumumuşsanız bu kitabın dili size basit gelebilir. Şahsen bana geldi. Tabi yazarın ilk kitabı olduğu için normal basit bir dili olması, ama yazar konusunu iyi işlemiş bence. Çok aşk olmaması hatta %5 lik aşk sahneleri olması iyi olmuş. En azından benim hoşuma gitti. Melany ile mylo'nun çok tatlı sahneleri var. Onları okurken bu emoji gibi oluyorum . Anka'yı ben çok sevdim en sevdiğim karakter o olabilir herhalde. Ankayla melany sahneleri de çok güzel tam bir arkadaş gibiler. Kısaca böyle güzel bir kitap alıp okuyabilirsiniz.
Bu kitaba başlarken çok büyük beklentilerim vardı ama hiçte umduğum gibi çıkmadı. Öncelikle çok fazla mantık hatası vardı ve bu beni çok rahatsız etti. Kitabı sevenler olabilir ama bence okumaya değer bir kitap değil.
Kitap gerçekten muhteşem. Melany adında bir kızın başka bir dünyada, özel güçlerine, gerçek ailesine ve prenses kimliğine alışmaya çalışırken bir yandan da kahinliğini gizleyip insanları korumaya çalışmasını anlatıyor. Bu maceralarda ona en yakın arkadaşı Astrid sevgilisi Mylo ve koruyucusu Descartes eşlik ediyor
·
Puan vermedi
Anka misalisin İstanbul… Yedi Tepeli Babil… Byzantium… Konstantinopolis… Defalarca yandın, ama her seferinde daha görkemli döndün hayata… 13 Ocak 532’deki yangından bile geri döndün… “Nika, Nika, Nika!” nidalarıyla yankılanırken sokakların; kadınlı-çocuklu 30.000 ferdinin kulakları tırmalayan ölüm çığlıklarıyla çınlarken dört bir yanın, kül oldu
